Gelecek Vaad Eden Bir Sanatçı Adayı Duru Hoşver

Duru ile 3 yaşındayken tanıştım. Kızıl-sarı saçları, mavi kocaman gözleri ile bakışları içime işlemişti. O zamandan bir ışık olduğunu fark etmiş ve hem sağlığını hem ışığını takip etmeye başlamıştım. Çok geçmeden yanılmadığımı anladım.
Artık Duru Hoşver yeteneğinin yanı sıra çalışma disiplini ve ailesinin doğru yönlendirmeleri sonucunda gelecek vaad eden bir sanatçı adayı. O ‘Güldüy Güldüy Show’un muhteşem kızı.

Aynı zamanda da bir sürü sinema filminde oynayan çok yetenekli bir oyuncu. İlk sayımızda ilk röportajımı Duru’yla yaptığım için çok mutluyum.

Dr MB: Seni herkes tanıyor ama yine de sen Duru kimdir bize anlatır mısın?

D.H: Ben Duru Hoşver. 12 yaşındayım. 7. Sınıfta okuyorum. Bisiklet sürmek, şarkı söylemek, dans etmek en büyük hobilerim. Dans olarak da özellikle street jazzı çok seviyorum.

Dr MB: Herkes seni Güldüy Güldüy Show ile tanıdı ama birçok sinema filmi ve hatta müzikalde de rol aldın. Bize bunlardan bahseder misin?

D.H: Evet ben 8 yaşında başladım Güldüy Güldüy’e şimdi 12 yaşındayım. Oradaki arkadaşlarımla büyüdüm diyebilirim. Bunun dışında 4 tane sinema filminde rol aldım. Can Dostlar, Bizim Köyün Şarkısı, Gamonya Hayaller Ülkesi, Yol Arkadaşım 2 ve Afacanlar İş Başa Düştü rol aldığım sinema filmleri. Ayrıca ‘Annie’ müzikalinde Annie rolünü oynadım. Benim için çok keyifli bir deneyimim oldu. Ancak pandemi nedeniyle ara verdik. Umarım tekrar devam edeceğiz. Şimdi Exxen’de Sesli Güldüm’de oynuyorum. Hep tanıdığım arkadaşlarım. O yüzden çok güzel oyunlar çıkartıyoruz.

duru hoşver

Dr MB: Tiyatroyla ilgin ne zaman başladı ve senin bu yeteneğini kim farketti? Nasıl bir yön verdiler sana?

D.H: Annem beni ilk defa bir buçuk yaşında Pırtık Kedi adında bir çocuk oyununa götürmüş. Bir buçuk saat böyle susup dikkatli bir şekilde tiyatroyu izlemişim. İlk o zaman ailemin dikkatini çekmiş. Küçükken babamla oyuncaklarıma tiyatroculuk oynatıyorduk. Arkadaşlarımın karşısına geçip danslı şovlar yapıyordum. Yeteneğimi hem annem hem babam keşfetti diyebilirim.

Dr MB: Sahneye ilk adımı ne zaman attın?

D.H: Okuldaki piyesleri saymazsak ilk olarak 8 yaşında BKM Güldüy Güldüy’de çıktım sahneye. Çok heyecanlıydı. Aslında bu işi herkes yetenek işi diye düşünür. Tabii ki yetenek de önemli ama daha önemli olan disiplin, çalışkanlık. Aslında eğlenceli bir iş ama bir yandan da çok disiplin gerektiren bir iş. Bir de ezber konusu var. Ama benim ezberim kuvvetli zorlanmıyorum.

Dr MB: Hayalinde kiminle oynamak var?

D.H: Türkiye’de beğendiğim bir sürü oyuncu var. Ama en çok Aslı Enver’i beğeniyorum. İstanbullu Gelin’in bir bölümünde Esma Sultan’ın küçüklüğünü oynamıştım. Aslı abla ile tanışmıştım ama birlikte rol almamıştık. Onunla oynamayı çok isterim.

Dr MB: O zaman buradan Aslı Enver’e bu dileğini iletiyoruz. Seni duyacak ve mutlaka destek verecektir. Ben olsam bu teklifi kaçırmam.

Peki Duru’cum annene mi babana mı benziyorsun?

D.H: Fiziksel görüntü olarak anneme daha çok benziyorum. Bence babama da çok benziyorum. Böyle bakınca aynı annesi diyorlar ama konuşunca aaa aynı babası…İçine Bora kaçmış Zeynep diyebiliriz.

Dr MB: Şimdi zor bir soru var sırada. Tiyatro mu, sinema mı?

D.H: Bence izlerken de oynarken de tiyatro. Çünkü tiyatroda insanları görüyorsun. Alkışı duyuyorsun. Daha farklı bir his. Ancak sinemanın da ayrı bir tadı var.

Dr MB: Durucum çok yoğun tempon var haftalık çalışma programın nasıl?

D.H: Hafta sonları biraz yoğun oluyor. Set günü aslında biraz erken kalkıyorum. Yedi buçuk gibi hemen servise biniyorum sete gidiyorum. Kahvaltımızı orada yapıyoruz sonra direk provalara başlıyoruz. Normal bir prova günüyse onbir gibi bitiriyoruz ama çekim günüyse birde ikide hatta beşte bittiği bile oluyor.

Dr MB: Tempon bu kadar yoğunken sağlığını korumak için neler yapıyorsun?

D.H: İyi uyuyorum, erken kalkmaya çalışıyorum, hep sağlıklı besleniyorum. Doktor Merve ablamın önerdiği vitaminleri kullanıyorum. Spor yapmak da gerekiyor. Mesela ben annemle her gün olmasa da sık sık mekik çekmeye çalışıyorum.

Dr MB: Eğitim hayatın nasıl gidiyor? Online derslerde ne hissediyorsun?

D.H: Güzel gidiyor. Şu an okula gitmiyoruz. Bir an önce okula gitmeyi çok istiyorum. Dersleri online yapsak bile katılmaya çalışıyorum. Online derslerin de eğlenceli yanları var.

Dr MB: Bilgisayar oyunlarıyla aran nasıl?

D.H: Ben bilgisayar oyunu hiç oynamıyorum açıkçası. Bazı çocuklar bu dönemde evde hiçbir şey yapmadan bütün gün bilgisayarın başında, hem online sohbet hem de oyun oynarlar. Ben onlar gibi değilim.

Dr MB: Ay inanmıyorum! Dur bir daha soracağım, bilgisayar oyunu oynamıyor musun gerçekten?

D.H: Oynamıyorum. Hiç aram yok bilgisayar oyunlarıyla. O yüzden çok da bilmiyorum. Ben boş vakitlerimde ailemle film izliyorum. Arada youtube da bir şeyler izliyorum.

Dr MB: Youtube’da ne izliyorsun?

D.H: Youtube’da Kavak Yelleri, Hayat Bilgisi dizilerini çok severek izliyorum. Yine eski dizilerden Sihirli Annem’i izliyorum.

Dr MB: Pandemi nedeniyle dijital bir dönem yaşıyoruz. Çocukların hepsi online yaşıyor. Kitap okumayı çok unuttuk. Sen en son hangi kitabı okudun?

D.H: En son Parmak Uçları diye bir kitap okudum. Gerçekten çok güzeldi bütün çocuklara öneriyorum. Hatta büyüklere de. Konusu hayata küskün bir genç kızın, iki tane görme engelli arkadaşı sayesinde hayata tekrar bağlanması. Hayattan tekrar zevk alması. Çok güzeldi.

Dr MB: Senin yaşındayken düşünüyorum kendimi. Ne büyülü hayallerim vardı. Peki senin hayallerin neler?

D.H: Benim hayalim iyi bir oyuncu olmak. Ama oyuncu olurken de bir yandan şarkı söylemeyi ve dans etmeyi de bırakmamak. O yüzden Annie Müzikali gibi müzikallerde oynamak en büyük hayalim.

Dr MB: Peki, pandemi hayatında neleri değiştirdi?

D.H: Tabii sosyal aktivitelerim çok azaldı. Online eğitimden ben de bıkma sürecindeyim. Okula gitmek istiyorum. Arkadaşlarımı çok özledim. Sınıf arkadaşlarımı, başka yerden arkadaşlarımı. Ama yine de neşem yerinde. Evde annem ve babamla daha çok beraber olup aktiviteler yapıyorum. Yani yine moralim yerinde.

Dr MB: Üç ay önce Covid enfeksiyonu geçirdin. Nasıl başladı? Ne hissettin? Covid-19 sende nasıl seyretti bize anlatır mısın?

D.H: Aslında çok dikkat ediyordum ama ben de geçirdim. Önce ateşim oldu. Sonra halsizlik başladı. Hastaneye gittik, test yapıldı Covid çıktı. Ama kötü seyretmedi. İki gün sonra kendime geri geldim.

Dr MB: Peki klasik koku kaybı yaşadın mı?

D.H: Hayır. Hiç öyle bir şikayetim olmadı. Bu arada hastalığı ağır atlatanlara da çok geçmiş olsun diyorum. Herkese bir mesajım olacak. Maskelerimizi takmamız lazım. Sosyal mesafemize de dikkat etmeliyiz ki bu zor süreci daha kısa atlatalım.

Dr MB: Çok teşekkür ederim bu duyarlı davranışın için. Sana son sorum: Benim gibi, seni böyle hayranlıkla izleyen çocuklara ne demek istersin?

D.H: Bence hiçbir çocuk hayal kurmaktan vazgeçmemeli. Ama hayal kurarken de gerçeklerden uzak kalmamaları lazım. Dediğim gibi her zaman disiplinli ve çalışkan olmaları lazım.

Dr MB: Duru’cuğum sana çok çok teşekkür ediyorum. Şu anda böyle kocaman sarılıp, iyice öpüp koklamak istiyorum ama pandemi sürecinde olduğumuz için bunu yapamıyoruz. Benim de hayalim önümüzdeki günlerde seninle bir şarkı söylemek. Yazdığım şarkılardan birini seslendirelim mi beraber? Ne dersin?

D.H: Harika olur. Ben de çok isterim.

Dr MB: Duru’yla çok keyifli bir sohbetimiz oldu. Bu sohbette bir kez daha anladım ki biz anne baba olarak çocuğumuzun hayallerini desteklemeli ve en önemlisi de yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olamlıyız. Hepinize çocuksu günler diliyorum….

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Start typing and press Enter to search