Beratcan Arslan
Beratcan 13 yaşında 8. Sınıf öğrencisi. 7 yaşından beri yüzme sporu ile ilgileniyor. 8 yaşından beri piyano çalıyor. Beratcan Down Sendromlu çok özel bir çocuk.
Hayatını Beratcan’a adayan muhteşem bir anne olan Selda Arslan ile çok samimi, bir o kadar da duygusal bir röportaj yaptık. Anne olmayı, bir annenin neleri başarabileceğini, sevginin tedavi edici yönünü ve eğitimin önemini bir kez daha hissettik.
Cici Doktorum: Öncelikle sizi kutluyorum. Beratcan çok özel ve iyi eğitim almış bir çocuk. Down sendromu tanısı Beratcan’a ne zaman kondu?
Selda Arslan (Beratcan’ın annesi): Anne karnında hiçbir şey anlaşılmadı. Gebeliğimin 8. ayında rutin kontrole gittiğimde bebeğin kalbinin durduğunu söylediler ve apar topar doğuma alındım. Ben bebeğin ölü doğmasını bekliyordum ve o psikoloji ile doğuma girdim. Kendime geldiğimde eşim bebeğin sağ olduğunu söyledi, ama rahatsızlığı hakkında hiçbir bilgimiz yoktu. Erken doğum olduğu için kuvöze konulduğunu öğrendik. Sabah emzirmem için beni yoğun bakıma çağırdılar. Oraya gittiğimde doktorum bana direkt bebeğin yüz şeklinden bir şey anladınız mı diye sordu ve ben o anın stresiyle hiçbir şey anlamadığımı söyledim. Bunun üstüne doktor Down Sendromu olabileceğini söyledi. O an baygınlık geçirmişim, gözümü başhekimin odasında açtım. Kabullenemedim; doktorlara yanlış anladıklarını öyle bir şey olmadığını söyledim. Beratcan 15 günlükken genetik test yaptırdık, testin sonucunda Down Sendromu olduğu kesinleşti.
Cici Doktorum: Down Sendromu tanısını ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?
Selda Arslan: Anne karnında hiçbir şekilde anlaşılmadığı için doğum sonrası birden öğrenince büyük bir şok geçirdim. Ne yapacağımı bilemedim. İlk şoku atlatınca benimle aynı kaderi paylaşan annelerle konuşmaya, Down Sendromu hakkında bilgiler almaya çalıştım. Konuştuğum herkes olumsuz yanıtlar verdi. Bana 5 yaşından önce yürüyemez, konuşamaz denildi. Çok hırçın ve inat oluyor dediler. Tüm bu cevapların üstüne gözyaşlarına boğuluyordum. Nasıl bir yol izleyeceğimi bilemez şekildeydim.
Cici Doktorum: Beratcan ne zaman yürüdü? Ne zaman konuştu?
Selda Arslan: Beratcan 1.5 yaşında hem yürüyüp hem de konuştu. Çok hareketli bir çocuktu daha bebekken erkenden yürüyeceğini biz anlamıştık asla yerinde durmaz ve kendi kendine konuşuyor gibi sesler çıkarırdı.
Cici Doktorum: Ne zaman anaokuluna başladı?
Selda Arslan: Beratcan 5 yaşında kreşe başladı. 6 yaşında bir devlet okulunun anaokuluna gitti 7 yaşında ise aynı okulun özel eğitim alt sınıfında 1. Sınıfa başladı.
Cici Doktorum: Müzik yeteneğini nasıl fark ettiniz?
Selda Arslan: Beratcan konuşmaya başladığından beri şarkı söylemeye ve dans etmeye çalışıyordu. Sürekli bizden şarkı açmamızı istiyor kapatınca hemen ağlamaya başlıyordu. Konuşmasını ilerlettikçe şarkılar ezberlemeye başladı evde bulduğu mikrofon benzeri aletleri mikrofon gibi hayal ederek bize şarkılar söylüyordu. Müziğe karşı hevesi olduğunu sürekli bize gösteriyordu ama biz bu hevesini nasıl ilerletebileceğimizi bilmiyorduk. Taa ki Çolpan hocamla karşılaşana kadar. Çolpan hocamla karşılaşmamız da Beratcan’ın piyano sesi duyup oraya doğru koşması ile oldu. Beratcan piyanonun yanına gitti ve ben de çalmak istiyorum diyerek piyanonun başına geçti. O an Çolpan hoca yeteneği olduğunu anında anladı ve Beratcan’ın bu yeteneğini ilerletmek istediğini söyleyerek kendi öğrencisi yaptı. Bu olayın üstünden 4 sene geçti. Derslere pandemi nedeniyle bazen ara versek de Beratcan piyanoya karşı hevesini hiç kaybetmedi. Şu an da en büyük hedefi ilerde başarılı bir piyanist olmak.
Cici Doktorum: Beratcan nasıl bir çocuk? Karakter özellikleri neler?
Selda Arslan: Beratcan fazlasıyla sevgi dolu, etrafına neşe saçan, her an mutlu olan, ilgiyi çok seven, arkadaş canlısı, gezmeyi, oyun oynamayı, müzik dinlemeyi ve hayvanları çok seven bir çocuk. Canlılara zarar vermekten çok çekinen, dışlandığı ve ilgi görmediği bir ortamda içine kapanan, ara sıra bizimle inatlaşan, asla yerinde duramayan, kıpır kıpır hareketli ve enerji dolu bir çocuk.
Cici Doktorum: Özel eğitim ve bakım gerektiren çocuğu olan diğer annelere ne önerirsiniz?
Selda Arslan: Öncelikle bu durumun normal olduğunu ve Down Sendromu olan bireylerin eğitim ile çok iyi yerlere gelebileceğini kabullenmeleri gerekiyor. Hasta olarak değil de normal bir çocuk olarak görmeliler. Ancak normal çocuklardan ayrıldıkları belli noktalar var elbette. Normal bir çocuğa göre 2 kat daha fazla ilgi ve sevgi göstermeleri gerekiyor. Çocuklarının her an yanında olduklarını ona hissettirmeleri gerek. Özel eğitime düzenli bir şekilde götürmeleri çok önemli. Çocuğun ilgisi hangi alandaysa o alana yönlendirmeleri gerekiyor. Çocuğun çevresindeki herkesi bu sendrom konusunda bilgilendirmeliler. Herkes onların hiç kötülük bilmeyen etrafına mutluluk saçan bir melek olduğunu görmeliler. Her şeyden önemlisi de güçlü kalmaları… Çünkü bu şekilde çocuğuna çok daha faydası oluyor ailenin. Kutsal olan annelik, bu özel çocukların annesi olunca daha da kutsal oluyor.
Beratcan’ın hayatına notalarla dokunan özel bir insan Efsane Çolpan Metin. Özel eğitim gerektiren çocukların müzik eğitimini gerçek bir Efsane olan Çolpan hocamız ile konuştuk.
Cici Doktorum: Beratcan ile ne zaman tanıştınız?
Efsane Çolpan Metin (Beratcan’ın piyano öğretmeni): Üç yıl önce bir öğrencimin evinde ders verirken bir anda bir çocuk koşarak içeri girdi. Önce öğrencime sarıldı, sonra bana. Piyanonun başında durdu ve bizi izlemeye başladı. Beratcan ile işte böyle tamamen bir tesadüf eseri tanıştık.
Cici Doktorum:Beratcan’ın müzik ilgisini nasıl fark ettiniz?
Efsane Çolpan Metin : Onun müzik ilgisini ilk karşılaştığım anda fark ettim. “Piyanoyu seviyor musun?” “ Çalmak ister misin?” diye sordum. Evet dedi gözleri parlayarak. Piyano tuşlarına bastı ve çok mutlu oldu. Yeteneği değildi keşfettiğim. piyanoyu sevmesiydi. Bu yoğun ilgiyi fark edince ona ders vermek istediğimi ilettim ve ders vermeye başladım.
Cici Doktorum: Beratcan’a nasıl bir müzik eğitimi veriyorsunuz?
Efsane Çolpan Metin : Normal çocuklara nasıl öğretiyor ve davranıyorsam Beratcan’a da öyle davranıyorum.Onu diğer çocuklardan farklı görmüyorum. Tabi ki öğrenme süreci farklı oluyor ama ben yıllardır aynı zamanda anaokulu çocuklarına da piyano eğitimi verdiğim için daha basitten başladık.Notaları renklendirdik. Mesela do – kırmızı domatesin do’su, re -turuncu portakal reçelin re’si, sol – solucan şeklinde gibi notaları renkler ve objelerle anlatıyorum. Böylece renklerle hatırlayarak notaları öğrendi. Beratcan aynı zamanda hem sol anahtarını hem de fa anahtarını biliyor artık. Çok sık tekrar gerekiyor unutmaması için. Biz de bol bol tekrar ediyoruz. Bu konuda annemiz bize çok destek oldu. Evde de sık sık çalışıyor. Pandemide derslere ara vermek zorunda kaldığımız aman bile evde tekrarlara devam etti ve unutmadı.
Cici Doktorum: Müzik ile ilgilenmek ve bir enstrüman çalmak Beratcan gibi özel eğitim gerektiren çocuklarda neleri değiştiriyor?
Efsane Çolpan Metin Beratcan piyano eğitimine başladıktan sonra gerek annesi gerek öğretmenleri çok daha hızlı gelişim gösterdiğini söylediler. Piyano eğitimi ile sağ ve sol elini farklı notalar çalmak için kullanarak beyninin sağ ve sol lobunu birlikte kullanmayı geliştirdi. Bu da onun eğitiminin hızlanmasına katkıda bulundu. Kurallara uymayı öğrendi. Sosyal çevresinde daha olumlu davranışlar sergilemesine katkı sağladı. Özel eğitim gerektiren çocuklarda müzik ve enstrüman eğitimi sosyalleşmeyi sağlarken çocuğun kendine güveninin de artmasına yardımcı oluyor. Özgüvenleri artınca çevreleri ile daha kolay iletişim kuruyorlar. Beratcan Fazıl Say’ı dinliyor ve piyanist olmak istiyor artık.
Cici Doktorum: Genel anlamda çocuklar müzik eğitimine ne zaman başlamalı?
Efsane Çolpan Metin : Çocuklar anne karnında müzik eğitimine başlıyor. Bebeklikten itibaren vurmalı sazlarla başlayabilir ve ritim duygularını geliştirebilirler. Piyano eğitimi çocuğun yeteneği ve ilgisine göre 3,5-4 yaş civarı başlanır. Sayıları bilen bir çocuk çok daha kolay piyano öğreniyor. 3-4 yaş çocuklarında siyah ve beyaz tuşları yumruk metodu denen bir sistem ile önce tuşları sonra da notaları öğretiyoruz. Her çocuk bir enstrümanı öğrenmeli. Bu onun beyin gelişimine de sosyal gelişimine de çok büyük katkı sağlar.