İki Gün Kreş… Üç Gün Ateş

Pandemi ve kapanma derken 1,5 yıldır evde toz kondurmadığınız çocuğunuz tecrübesiz bağışıklık sistemini çantasına koydu ve kreşe başlıyor. Peki siz hastalıklarla savaşmaya hazır mısınız? İki gün kreşe giden çocuğunuz üçüncü gün ateşleniyor mu? Enfeksiyonlarla nasıl baş edeceğiz? Kreşe veda mı edelim? Çocuklarımızı evde bakıcı ablalara mı mecbur bırakalım? Yoksa eğitimin ilk adımında yolumuza devam mı edelim?  Tüm bu soruların cevabı bağışıklık sisteminde saklı. 

NEDİR BU BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ?

Bağışıklık sistemi vücudun savunma sistemidir. Öncelikle ağız –burun- deri yoluyla dışarıdan mikroorganizmaların vücuda girişini engellerken; aynı zamanda vücuda bir şekilde girmiş olan mikroorganizmaların hastalık yapmasını ve diğer organlara ilerlemesini de önlemektedir. Bağışıklık sistemi dalak, lenf bezleri, akyuvarlar, makrofajlar, yok edici hücreler ve hafıza hücreleri gibi birçok sistemin bir arada çalıştığı karmaşık bir sistemdir. 

Bağışık sisteminin gelişimi anne karnında başlar. İlk aylarda zayıftır ve zamanla geçirilen enfeksiyonlar ile hafıza fonksiyonu gelişerek olgunlaşır ve vücudumuzu korumaya başlar. Annenin gebelikteki beslenmesi, stresi, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar ile bağışık sistemi oluşmaya başlar. Bebek doğduktan sonra da çocuğun beslenmesi, yaşadığı ortamın fiziksel durumu, çocukluk döneminde geçirilen enfeksiyonlar, kullanılan ilaçlar ve aşılar ile bağışıklık sistemini etkileyen faktörlerdir.

Aynı ortamda aynı ailede yaşayan ikizlerde bile bağışıklık sistemi farklılıklar gösterebilmektedir. Fazla korumacı ailelerin çocuklarında bağışıklık sistemi yeterince gelişemediği için daha sık ve daha ağır enfeksiyonlar geçirme riskleri vardır. Bir çocuğun her  yıl aşağı yukarı 7-10 kez ÜSYE geçirmesi son derece normal ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir durumdur. 

Son yıllarda astım- alerjik otoimmun hastalıkların ve enfeksiyonların özellikle sosyoekonomik olarak gelişmiş ülkelerde daha sık görülmeye başlanması hijyen hipotezi ile açıklanmaktadır.  Hijyen Hipotezine göre ortam sterilliği arttıkça bağışıklık sistemi kendine doğru çalışır ve kendine zarar vermeye başlar. Bazı otoimmun hastalıkların temelinde bu yatmaktadır. Öz çamaşır suyu gibi maddelerle evin sık sık temizlenmesi çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesini engeller. Çocuk ne kadar çok yaşadığı çevreyle ilişkide ise, yaşıtları ile oynuyor, toprakla oynuyor ise o kadar bağışıklık sistemi güçlenir. Ailenin tek çocuğu olup steril çevrede yaşayan çocuklarda bağışıklık sistemini gelişemez ve bunun sonucunda çocuk sık sık hasta olurlar. Çok kardeşli kalabalık evlerde büyüyen çocuklar ise daha güçlü bağışıklık sistemine sahiptirler. Toplumsal bir flora vardır ve çocuk bu flora ile iç içe yaşayarak bağışıklığını güçlendirir.

Bu bağlamda kreşe giden çocuklar eğer evde çok korumacı ve steril ortamda büyütülmüşler ise doğal olarak kreşin ilk yıllarında birçok mikroorganizma ile karşılaştıkları için sık enfeksiyon geçireceklerdir. Bu enfeksiyonların %80 viral enfeksiyonlardır ve bu durumlarda gereksiz antibiyotik kullanımı ile çocuğun cilt- barsak ve boğaz florası bozularak bakteri direnci artar ve çocukta alerji- astım – atopi riski artar. Yapılan en büyük hata çocukların sık geçirdikleri ÜSYE ötürü çocuğu kreşten alarak kişisel gelişimine engel olmaktır. Unutulmamalıdır ki eninde sonunda çocuk okula başlayınca yine aynı mikroorganizmaları içeren toplumsal floraya girecek ve yine bu enfeksiyonları ilk yıllarında geçirecektir. Çocuk bu florayla ne kadar erken karşılaşırsa o kadar güçlü bağışıklık sistemi olur.

Kısacası çocuklarınız büyürken bırakın geçirdikleri basit üst solunum yolu enfeksiyonları ile onların bağışıklık sistemleri de büyüsün. 

Hasta çocuk ne zaman okula gönderilmemeli

  • Ateş ile birlikte uyku hali ve aşırı huzursuzluk varsa, 
  • Öksürükle birlikte nefes darlığı varsa,
  • Kanlı yada balgamlı ishali varsa,
  • 3 den fazla kusma ve sıvı kaybı bulguları varsa,
  • Döküntü varsa,
  • Bit yada uyuz varsa,
  • Yoğun iltihaplı konjonktivit varsa 

Okul döneminde sık enfeksiyon geçiren çocuklarda ne zaman bağışıklık sistemi zayıflığı düşünülmeli:

*Ailede immun yetmezlik öyküsü varsa,

*Geçirdiği enfeksiyonlar sadece damar yolu ile kullanılan antibiyotiklerle geçiyorsa,

*Yılda 2 den fazla zatürre, 4 den fazla orta kulak enfeksiyonu tanısı alıyorsa,

*Tekrarlayan apse,ağız içinde mantar enfeksiyonları geçiriyorsa,

*Yılda 2 ve daha fazla septisemi (kana bakteri yada toksin karışması) nedeniyle hastanede yatıyorsa çocuğunuzun bağışıklık sistemi incelenmelidir.

Ateşli Çocuğun Evde Tedavisi Annelere Öneriler

  1. Kalın kıyafetler, ateşin daha fazla yükselmesine neden olabileceğinden çocuklar az giydirilmeli, uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır. Oda ısısı ne çok sıcak ne çok soğuk olmalıdır (21-22°C idealdir).


2. Alın, şakaklar, koltukaltı, kasıklar ve bacak arkalarına ıslak ve ılık kompres uygulanabilir. Uygulanan kompresler sık sık değiştirilmelidir.


3. Çocuğa ılık suyla duş aldırılabilir. Ancak ateş düşürücü vermeden  tek başına ılık duş ve ılık kompres, bazen çocuğun sudan rahatsızlık duyup titremesine ve  ateşin biraz daha artmasına neden olabilir. Ateş,  hızlı su kaybına sebep olarak vücudun susuz kalmasına yol açabilir. Bu yüzden çocuk sıvı alımı için teşvik edilmelidir.


4. Hastayken tüm insanlar gibi çocukların da iştahı azalır. Yemek yemek istemeyen çocuk  zorlanmamalıdır.  Böyle dönemlerde en sevdiği yemekler hazırlanmalı ve yiyebildiği kadar yemesi için teşvik edilmelidir.

5. 39° C den daha düşük ateşlerin  çoğunda eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç ihtiyacı olmayabilir. 39°C üzerinde ateşli ise parasetamol veya ibuprofen içeren ateş düşürücüler, çocuğunuzun yaşı ve kilosuna göre verilebilir.

6.Çocuklarda hiçbir zaman aspirin ateş düşürücü olarak kullanılmamalıdır.


7. Ateşin hemen düşmesi beklenmemeli, ateş düşürücü ilaçların  hastalığın gidişatında herhangi bir değişiklik yapmadığı ve iyileştirmediği unutulmamalıdır.

Ateşi Olan Çocuk Ne Zaman Mutlaka Doktora Gitmeli?

  1. Eğer çocuğunuzun ateşi 40°C ve yukarıda ise,
  2. Çocuğunuz bir şey içmek istemiyor, durmadan ağlıyor veya çok halsiz görünüyorsa,
  3. Ateşle birlikte çocukta kasılma, şuurda bir değişiklik ve dalgınlık varsa, 
  4. Ateşle birlikte çocuk her yediğini kusuyorsa, 
  5. Ateşe yoğun bir solunum sıkıntısı eşlik ediyorsa (sık nefes alıyor ya da nefes almada zorluk çekiyorsa), 
  6. Ateşle birlikte vücutta döküntü varsa,
  7. Eğer çocuğunuz ateşli havale geçiriyorsa, daha önce ateşli havale geçirdiyse ya da çocuğun kardeşlerinde ateşli havale hikayesi varsa,
  8. Eğer ateş 48 saatten daha uzun sürüyor ve ateş düşürücü ilaçlarla bile düşmüyorsa,
  9. Üç aydan küçük çocuğunuz ateşlenirse,
  10. Yeni doğan bebeğinizin ateşi 38ºC’nin üzerine çıkarsa, çocuğunuzu mutlaka doktora götürmelisiniz.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Start typing and press Enter to search