Kaan Öztürk
Sma Hastalarına Destek Bir Müzisyen Bir Baba
Cici Doktorum: Kaan Bey ben öncelikle size gerçekleştirdiğiniz sosyal sorumluluk projeleri ve özellikle SMA Hastası çocuklar için destek verdiğiniz projeler açısından bir çocuk hekimi olarak teşekkür etmekle başlamak istiyorum. İyi ki varsınız…
Biz Cici Doktorum olarak öncelikle sizin çocukluğunuzu öğrenmek istiyoruz. Kaan nasıl bir çocuktu?
Kaan Öztürk: Ben 1973 doğumluyum. O yıllar çocukların çok da şımarık olamadığı yıllardı. Sorumluluk sahibi bir çocuktum. Derslerim iyiydi. Biz o dönemde kurallara uyan, okula gidip eve dönen, babamızın karşısında bacak bacak üstüne atmaya çekinen çocuklardık. Akşam ezanında sokaktaki oyunumuzu bırakıp eve koşarak dönüp ailecek yemeğe otururduk. Ev yemeğine itiraz etmeden yerdik. Şimdi organik besinler kıymetli oldu ama bizim zamanımızda zaten organik olmayan besin yoktu. Z kuşağını da yermek istemiyorum bu arada. Zamanla birlikte dünya genelinde yaşam tarzları da değişti elbette.
Cici Doktorum: En sevdiğiniz oyun ve oyuncağınız neydi?
Kaan Öztürk: Çok top oynardık. Ben de kaleci olmayı çok severdim. Oyuncak derseniz… Bizim çocukluğumuzda neredeyse herkesin ailesinde Almanya’da yaşayan bir akrabası vardı. Benim de bir dayım vardı ve bana uzaktan kumandalı bir araba getirmişti. O zaman Türkiye’de yoktu bu oyuncaklar. Bu araba benim en sevdiğim oyuncağımdı. Bir de misketlerim vardı elbette. Adana’da gulle derdik biz misketlere. Böyle kristal ve renkli….
Cici Doktorum: Annesi ve babası eczacı olan bir çocuktunuz. Dolayısıyla sağlık camiasından bir ailenin çocuğu olarak büyüdünüz. Sık sık hastalanır mıydınız?
Kaan Öztürk: Evet annem ve babam eczacıydı. Bir de üst komşumuz vardı: “İğneci”…☺ Sık sık anjin olurdum ben. Her sene şu konuşma geçerdi evde: “Bu yıl 5 kez anjin geçirirsen bademcikleri aldıracağız”. Ancak bir türlü alınmadı o bademcikler ve hala bende duruyor. Hala gittiğim doktorlar ile “Almalı mı? Almamalı mı?” muhabbeti yapıyoruz.
Cici Doktorum: İki tane kızınız var Allah bağışlasın. Onların da bademcik sorunu var mı?
Kaan Öztürk: Olmadı çok şükür. Bu dönemde bir baba olarak çocuklarda gözlemlediğim şey alerji. Sanırım pandemi ile de takıntı haline gelen aşırı temizlik ve hijyen durumu çocuklarda alerjiyi arttırdı. Biz çok titiz olmadığımız için kızlarımda alerji de yok çok şükür.
Cici Doktorum: Evet her şeyin fazlası zarar. Ama sanatın ve müziğin fazlasını hep sevmişimdir. Bu arada siz Makine Yüksek Mühendisisiniz. Müzik hayatınız nasıl başladı?
Kaan Öztürk: Aslında müzikten Makine Mühendisliğine evrildi. Çünkü müzik ortaokul yıllarımdan beri hayatımdaydı. O dönemler hepimizin bir flütü vardı ve hepimiz çalmaya çalışırdık. Ben inat ettim ve ben flüt çalmayacağım diye ve müzik öğretmenim o zaman bana eski kırık bir gitar buldu. Öyle eskiydi ki sap ayrı gövde ayrı yani iki parça halinde verildi elime. O zamanlar luthier de yok biz aldık gitarı mobilyacıya gittik ve tamir ettirdik. Onunla başladım müziğe.
Cici Doktorum: Sahnede çalıp söylediğiniz ilk şarkınız neydi?
Kaan Öztürk: 16 yaşında Adana’da bir pastane vardı. Zamanın trend mekanıydı. Tabi para almıyorduk o zamanlar. Bir pasta ve iki limonata hakkımız vardı. Biz iki arkadaş orada her cumartesi 2 saat çalardık. İlk şarkıyı tam hatırlayamıyorum ama genelde repertuvarımızda MFÖ, Yeni Türkü vardı. Karlar düşeri Akdeniz akşamlarını çalardık.
Cici Doktorum: Çocuklarınızın müziğe ilgisi var mı?
Kaan Öztürk: Büyük kızım müthiş bir dinleyici, çalmakla ilgilenmiyor. Küçük kızım inanılmaz yetenekli. Piyano, keman, gitar, ukulule hepsini çalabiliyor. Besteleri var.
Cici Doktorum: Baba olmak hayatınızda neleri değiştirdi?
Kaan Öztürk: Ne değişmedi ki? Hayattaki rolünüz değişiyor. Beste yapmayı biraz azalttım baba olunca. Daha çok stüdyo ve sahne işlerine yöneldim.
Cici Doktorum: Ve gelelim kanayan yaramız SMA hastası çocuklarımıza… Siz de bu çocuklara çok önemli bir destekte bulundunuz. Nasıl çıktı SMA hastası bir çocukla klip çekmek ve şarkıyı onlara ithaf etmek?
Kaan Öztürk: Bu konuda Tümay Özokur’un çok desteği var. Öncelikle ona teşekkür etmek istiyorum. Bir cover parça çıkaracaktım. Gökhan Şeşen abimizden Grup Gündoğarken’in “Dert Olur” adlı şarkısını aldım. Özünde bir aşk şarkısı ama ben daha farklı bir yaklaşım olsun istedim. Şarkının içinde “bir bakarsın düşlerin gerçek olur” cümlesi beni çok etkiledi. Öncelikle klipte yaşlı bir çifti oynatmak istedim. Sonra sevgili Tümay Özokur bana “Ece’lere umut ol” kampanyasından bahsetti. Bu kampanya neredeyse Türkiye’deki ilk başarılan kampanyalardan biriydi. Ve Ece bu kampanya sayesinde yürümeye başladı. Biz de Ece ile şarkıyı bir aşk hikayesinden bir umut hikayesine dönüştürdük.
Cici Doktorum: SMA hastalığına dikkat çekmek ve seslerini duyurmak için biz de Cici Doktorum Aralık sayısında bu konuyu işlemek istedik.
Kaan Öztürk: Gerçekten bu hastaların ve ailelerin seslerini duyurmaya çok ihtiyaçları var. Ben de klip öncesi SMA Hastalığı ve tedavisi hakkında çok bilgiye sahip değildim. Tedavinin ne kadar zor olduğunu, yürüyebilmenin ve hatta bir lokmayı yutabilmenin ne kadar özel olduğunu hastalığı öğrenince anladım. Başka bir hastalık olsa özel sigortamız var yada evimi arabamı satarım deyip tedavi masraflarını karşılayabilirsiniz belki ama, SMA tedavisi için maalesef böyle bir şans yok. Tedavi maliyetleri 2 milyon dolardan başlıyor. İşte bu klip ile bir nedbe de olsa SMA Hastalarına destek vermeye çalıştık. Keşke çok daha fazlasını yapabilseydik. Umarım bilim yakın dönemde bu hastalığa bir çare bulur.Cici Doktorum: Çok teşekkür ederim Kaan Öztürk. İyi ki varsınız. Sizin gibi duyarlı sanatçıların desteğine ihtiyacımız var. İnşallah SMA Hastası çocuklarımızı tedavi edebilir ve topluma kazandırabiliriz.