Geleceğin Tıbbı Kişiye Özel Tıp

İnsanlık kadar eski, popüler ve kadim bir bilgi olan Mizaç Bilimi, varoluşun doğası, sıcaklık ve soğukluk kavramları üzerine kurulmuştur. İnsanoğlu dahil tüm varlıkların doğası kendine hastır. Saldırganlığıyla ünlenmiş köpek türlerinden bir kısmı ürkek olabileceği gibi koşmayı sevmeyen yarış atı yavrusu da olabilmektedir. Tüm kedilerin karakteri aynı mıdır? Elbette birçok çeşitli karakterde kedi tanımlanabilir, ikiz kardeşlerin bile mizaçlarının aynı olmadığı çok iyi bilinir.

Karakteri veya mizacı aynı olmayan varlıkların hastalıklar esnasında vereceği reaksiyonlar ya da kullanılan ilaçlara verdiği yanıtlar da aynı olmayacaktır doğal olarak. İlaç prospektüslerinde yazan yan etkiler binlerce kişi üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya çıkmış total tablolardır. Kimi yan etkiler bazılarında, kimileriyse diğerlerinde ortaya çıkmışlardır. Her şifa özelliği taşıyan ot herkeste iyi etkiler oluşturmaz. Örneğin nane yağı koklamanın baş ağrısına iyi geldiği bilinir. Fakat bazı kişiler bundan olumsuz etkilenirler, bazı kişilerde de hiç etki görülmez. 

Aynı hastalığa yakalanmış her kişiyi aynı gören ve her hastaya neredeyse aynı ilacı veren bir anlayışı temsil eden Batı Tıbbı günümüzden sadece birkaç yüzyıl önce kişisel özellikleri dikkate alarak her kişiye farklı tedaviler vermeyi hedefleyen Doğu Tıbbı ‘nın yerine kullanılır olalı hastalıkların çoğu tedavi edilemez olmuştur. Oysaki “hastalık yoktur, hasta vardır” anlayışı tıp fakültelerinde hala öğretilmektedir. Hal böyleyken bu öğretinin günlük hayatta pratiğe dökülmediğini, her hastaya aynı protokollerle tedavi verildiğini görmekteyiz.

Güncel konu olan pandemide de ne yazık ki aynı şeyi yapmıştık ve hastalığın başlarında neredeyse her hastaya aynı ilaçları vermiştik, birkaç ay sonra bu ilaçların etkisiz veya kötü etkili olduğunu görüp yine farklı bir ilacı yine her hastaya verdik ve ne yazık ki o ilaçtan da etkisiz olduğu için vazgeçtik. Birçok kronik hastalıkta da aynı durum söz konusudur günümüzde.

Hastanın kişilik özellikleri, mizacı, hangi gıdaları arzuladığı, hangilerinden nefret ettiği, kolay ağlayıp ağlamadığı, teselliden hoşlanıp hoşlanmadığı, şikayeti hangi duygularla yaşadığı gibi her anlamda kişiye özel durumları dikkate alarak hastalık tedavisini planlamak sanırım insanların sağlığını yeniden oluşturmada en etkili yol olacaktır.

Homeopati, Ayurveda ve Çin Tıbbı gibi bütünsel tedaviyi temeline oturtan öğretilerde her hastanın kendine özgü tedavi şekilleri vardır. Örneğin Homeopatik tedavide on ayrı migren hastasının onuna da farklı remediler verilme olasılığı çok yüksektir. Çünkü o on kişi birbirinden tamamen farklı on kişidir. Dünyada birbiriyle aynı olan iki kişi bile bulunmazken her hastanın da ayrı ilaçla tedavi edilme olasılığının yüksek olduğunu kabul etmek gerekir.

Günümüzde artık modern tıbbın temsilcileri de kişiye özgü tedavilerin daha sağlıklı çözümler üreteceğine inanmaya başlamış ve bu yolda da tıbbi nosyonlarını biraz olsun değiştirmeye, geliştirmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllara damgasını vuracağını umduğum geleceğin tedavi şekli olarak kabul edilen kişisel tıbbı ne kadar hızlı bir şekilde hayatımıza sokarsak o kadar sağlıklı bir toplum elde ederiz.

Başından beri senin bu yolculukta destekçin olmak benim hep içimden gelerek yaptığım bir şeydi.
Allah hep gönlüne göre versin. Yüreği güzel arkadaşım benim.
Op. Dr. Tahir Akdeniz

KBB Uzmanı

Start typing and press Enter to search