Burak Mataracı ile Baba Olmak

Bu duyguyu ilk göz ağrım Mert ile yaşadım. Tarif edilemeyecek bir duyguydu. Babam bana hep “Oğlun olunca anlarsın” derdi de ben anlayamazdım ne dediğini… Taa ki başıma bu mükemmel şey gelene kadar…

Cici Doktorum: Burak Mataracı kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz? 

Burak Mataracı: 1980 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Spor kökenli bir ailenin çocuğuyum. Eğitim kariyerim boyunca sporla büyüdüm ve kendini spor dünyasına adamış bir antrenörüm. Şu anda Maylife Sportif Hizmetler Şirketinin kurucu ortağıyım. İlk spor hayatına 7 yaşında başladım. Son derece disiplinli, çalışkan ve azimli birisiyim. Asla pes etmek nedir bilmem, kolay kolay çıktığım yoldan geri dönmem. Memleketin de özelligi olan laz inadı taşıyan biriyim. Dışarıdan her ne kadar mizacım ve mesleğim gereği sert gözüksem de gayet yumuşak kalpli, eğlenmeyi seven, dost canlısı bir insanım. Özellikle arkadaşlığa çok önem veririm. 

Cici Doktorum: Nasıl bir çocuktunuz? Anneniz sizi tanımlasa nasıl anlatırdı?

Burak Mataracı: Çok yaramaz bir çocuktum. Yerimde duramazdım. Bu nedenle ailemin defalarca okula şikayet yüzünden gittiğini bile söyleyebilirim. Bir söz vardır ya “saçımı süpürge ettım” İşte bu tam anneme göre bır kelıme diyebilirim:) Bu sorunun cevabını tam olarak almak için biraz önce annemi aradım, “Yine doğursam Burak gibi bir oğlum olsun isterim” dedi. 🙂

Cici Doktorum: Çocukken en sevdiğiniz oyun ve oyuncağınız neydi?

Burak Mataracı: Çocukken misket oynamaya ve futbola bayılırdım. Ayrıca koltuk minderleriyle yaptığım güreşin keyfini hiç bir şey vermezdi. En çok sevdiğim oyuncağım misketti. İnanın bana hiç bir şey onun kadar değerli değildi bizim çocukluğumuzda. Hele bir de rakibi yenip evden 3 misketle çıkıp cebinizde bir avuç misketle geri döndüyseniz, bunun keyfi hiç bir şeyle kıyaslanamazdı.

Cici Doktorum: Spor hayatınıza ilk ne zaman girdi? İlk hangi spor dalına ilgi duydunuz?

Burak Mataracı: Spora profesyonel olarak 7 yaşında başladım. Güreş, futbol ve boks üzerine kurulu bir hayatım oldu. Çocukken futbol oynamayı çok severim. Hatta hiç bir maç bensiz yapılmazdı. Biraz daha futbolun üstüne düşseydim belki şu an ünlü bir futbolcu olabilirdim. Ama sonuçta herşey nasip kısmet.  Çok hareketli bir çocuk olmak bana güreşi ve boksu sevdirdi. Çocukken hareketsiz bir koltuk minderi ile yaptığım çocukça güreş müsabakalarından sonra, kendimi bir anda gerçek bir yer minderinin üzerinde buldum. Güreşin çeviklik ve zeka  isteyen bir oyun olduğunu, inanılmaz zor oldugunu çok geçmeden anladım. Hatta ilk aylarda güreşten vazgeçtim. Sonra boksu denedim ve kendimi uzun yıllar bu işe adadım ve çok keyif alarak da devam ettim. En sonunda güreşi ve boksu karıştırmaya karar verdim ve tüm dövüş sanatlarını öğrenmek için kolları sıvadım. İnatçı kişiliğim sayesinde hiç bir şeyden vazgeçmedim ve sonunda kafama koyduğum hayallerimi gerçekleştirdim.

Cici Doktorum: Ve AŞK… Sevgili eşiniz Esra Mataracı ile öykünüzü öğrenebilir miyiz?

Burak Mataracı: Esra açık söylemek gerekirse uzaktan akrabamız, babalarımız teyze çocuğuydu. Benim çocukluğumdan beri ona olan tutkumu beni tanıyan eş dost akraba kim varsa bilir. Mecnun Leylası için çölleri geçmiş, Ferhat Şirini için dağları delmiş ben de severek evlenmişim işte :)… Kelimelerimden anlaşılacağı gibi pek romantik bir adam değilim. Esra bende ne buldu bilmiyorum ama, bildiğim tek bir şey var o da doğuştan kalplerimiz birbirine bağlı. Hayatımda onun gibi biriyle yol arkadaşlığı yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Umarım son nefesimi verene kadar da aynı yastıkta yaşarız.

Cici Doktorum: Mert ve Yiğit adında iki oğlunuz var. Baba olmak Burak Mataracı’yı nasıl etkiledi?

Burak Mataracı: Bu duyguyu ilk göz ağrım Mert ile yaşadım. Tarif edilemeyecek bir duyguydu. Babam bana hep “Oğlun olunca anlarsın” derdi de ben anlayamazdım ne dediğini… Taa ki başıma bu mükemmel şey gelene kadar… Geceleri kalkıp nefes alıyor mu diye bakmalar, ağladığı zaman oturup onunla ağlamalar,  gülmesi için binbir türlü şaklabanlıklar… Yanı tarif edilemeyecek bir duygu ve büyüdüğü her yaşın da bir o kadar güzelliği var. İlk yürüyüşünü izlemek, ilk konuşmasını dinlemek, ilk sarılması hepsi çok özel duygular. Kısacası herkesin yaşaması gereken bır duygu babalık… Ne şanslıyım ki yüce Rabbim bana ikinci kez bu duyguları oğlum Yiğit ile tekrar tattırdı. Her iki oğlumla da aynı duyguları baştan yaşadım. Çok kişi soruyor: “Hangisi sana benziyor?” diye. Ben şimdiye kadar kimseye bu sorunun cevabını veremedim. Çünkü her ikisi de benziyor. Birisi merhametimi, centilmenliğimi, masumluğumu; diğeri ise cesaretimi, hoşgörümü ve zekamı almış. Allahım ikisine de guzel omurler versın.

Cici Doktorum: Çocuklarınız spor yapıyor mu? Onları hangi spor dallarına yönlendirdiniz?

Burak Mataracı: Evet ikisi de doğduğu andan itibaren sporla büyüyorlar. Fenerbahçe spor kulübü spor okullarında eğitim alıyorlar. Basketbol, futbol, yüzme ve tabiki de baba ile boks yapıyorlar.

Cici Doktorum: Dövüş sanatlarının erkek çocuklara sağladığı avantaj ve dezavantajlar nelerdir?

Burak Mataracı: Bence öncelikle dövüş sanatları erkek çocukların enerjilerini doğru bir şekilde atmalarına yardımcı oluyor. Çocuklar spor ile disiplini, kurallara uymayı, koordine hareket edebilmeyi, çevikliği, yardımlaşmayı ve centilmenliği öğrenirler. Belki de en önemlisi hayata ve insanlara karşı saygı ve hoşgörüyü öğrenirler. Şimdi “Dövüşerek mi bunu öğrenıyorlar?” diye soracaksınız :). Cevabım ise “Evet”.  Yıllarca dövüş sporlarına farklı bir gözle bakıldı. Ancak unutulan şu ki, ringde iki rakip  dövüşse bile maç bitiminde dövüşçüler sportmence birbirlerine sarılıp birbirlerini tebrik ederler. İşte buna en büyük saygı ve hoşgörüdür.

Cici Doktorum: Sporcu olmak sizin hayatınızda neleri değiştirdi?

Burak Mataracı: Bir çok şeyi değiştirdi, inanın hepsini kaleme almaya kalksam sayfalar yetmez. Öncelikle spor benim inanılmaz bir çevre edinmemi sağladı. İş insanından sporcusuna, sanatçısından siyasetçisine kadar aklınıza gelebilecek bir çok kişi ile spor sayesinde tanışma fırsatım oldu. Hepsi ile yakın ilişki kurmamı, hatta yerine göre onlara bir abi yada kardeş gibi davranmayı öğretti bana. Sporun gerçek anlamda sağlığımıza olan faydalarını yaşayarak öğrendim. Spor sayesinde hayallerimin sınırsız olduğunu ve çalışınca onlara ulaşabilceğimi öğrendim. Sağlık için, kendinize olan güveniniz için ve kaliteli bir yaşam için kesınlıkle spor yapın.

Cici Doktorum: Spor yapmamak için kendine bahaneler üreten ben ve benim gibi herkes için soruyorum: Düzenli, vazgeçmeden ve üşenmeden spor yapabilmek için bize vereceğiniz tüyolar nelerdir?

Burak Mataracı: Aslında bunu çok basit ve fazla kafa karıştırmadan anlatmak istiyorum. Kesınlıkle yarın başlarım veya yarın yaparım demeyin. Aklınıza koyduğunuz şeyi o an yapın ve hemen uygulamaya başlayın. Zira spor disiplin işidir. Spor ertelemeye gelmez. Spor asla fire vermeyi sevmez. Sabırlı olun hedefinize ulaşmak için çalışın ve asla karamsarlığa düşmeyin. Tekrar tekrar belirtmek istiyorum sakın ama sakın spordan vazgeçmeyin…

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

1 Yorum

  • Seyfi
    2 yıl önce

    Burak hocayı eskı yıllardan tanırım çok kalıtelı bır antrenör ancak ıyı bır babamıdır sorusu kafa bulandırır

Comments are closed.

Start typing and press Enter to search