Neden Karnım Şişiyor?

Ben, yoğun iç hastalıkları poliklinik hizmeti veren bir hekimim. Sıklıkla karın ağrısı, şişkinlik, hazımsızlık, bulantı, dolgunluk yakınması olan hastalarla karşılaşmaktayım. Yakınması olan hastalarım çoğunlukla bu sebeple pek çok kez hekim ziyaret etmiş ve yakınmaları geçmemiş hastalar olmaktadır. Özellikle sonbahar döneminde bu yakınmalar artış göstermektedir. Dispepsi bu tür yakınmaları tanımlayan tıbbi tanımdır. Görülme sıklığı dünyanın değişik bölgelerinde  %26-41 arasında değişmektedir. Bu hastalık kişinin yaşam kalitesini etkilemekte ve büyük ekonomik yük getirmektedir.%50-60 hastada yakınmaların nedeni saptanamaz ve fonksiyonel dispepsi olarak değerlendirilir. Dispeptik semptomlarla gelen hastalarda peptik ülser %15-25, özefajit sıklığı%15, kanser sıklığı %2 düzeyindedir. Dispepsi tanısı alan hastalar son 1 yılda, 3 ay süre ile devamlı ya da aralıklı organik bir neden tespit edilemeyen göbek etrafında ağrı, çabuk doyma, şişkinlik, karında huzursuzluk, bulantı, geğirti tarifleyen hastalardır. Hastaların yakınmaları dışkılamakla değişmemektedir.

Dispeptik yakınmaların neden oluştuğu araştırıldığında; mide boşalmasının yavaşlaması, yiyeceklere karşı mide uyumunun bozulması, H.Pylori enfeksiyonu, midenin elektriksel ritminde bozukluk ve psikolojik-nörolojik sistem bozuklukları tespit edilmiştir.

Yakınması olan vakalarda özefajial reflü hastalığı, mide ülseri, safra kesesi hastalıkları, mide kanseri, pankreas hastalıkları, kalp damar hastalıkları ile ayırıcı tanı yapılmalıdır. Batı ülkelerinde 50 yaşından küçük kişilerde yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı kanserleri düşük oranda görüldüğünden ancak bu yaş grubu üzerindeki hastalara endoskopi önerilmektedir. Ancak eğer kilo kaybı, kanama, demir eksikliğine bağlı kansızlık, yutma güçlüğü, kusma gibi alarm bulguları olduğunda endoskopi yapılmaktadır.

Dispeptik yakınmaları olan hastalar öncelikli gelen yakınmalarına göre tedavi edilmelidir. Eğer ülser benzeri yakınmalar ön planda ise mide asit blokajı yapan ajanlar, mide boşalma sorunu olan hastalarda prokinetik ajanlar tercih edilmelidir. Tüm hastalar psikososyal durum açısından değerlendirilmelidir. BU hastaları eğitmek-bilgilendirmek son derece önemlidir. Daha sık ve az öğünlerle beslenme, şikâyet yaratan yiyeceklerden uzak durma önerilir. Yağlı yiyeceklerin onikiparmak bağırsağı duyarlılığını arttırdığı bilindiğinden ağır yağlı yiyeceklerden kaçınılması uygun olur. Baharatlı yiyecekler ve kahvecapsaicin içerdiğinden bunlarla yakınmalar arasında kesin kanıtlar olmasa da tüketilen miktarlara dikkat edilmelidir. H.Pylori tespit edilen hastalarda bu bakterinin tedavisi anlamlı iyilik hali sağlamaktadır. Antideprasan ilaçların fonksiyonel gastrointestinal hastalıklarda etkili olduğuna dair kanıtlar vardır. Genel olarak depresyon tedavisinden çok daha düşük dozlarda kullanılmaktadır. Bu tür ilaçlar gıdalara karşı olan gastrik duyarlılığı azaltmaktadır. Standart tedavilere yeterince yanıt alınmayan hastalarda tedaviye eklenmelidirler.

Son yıllarda çok popüler olan glütenden fakir beslenmenin non fonksiyonel dispepsi ile kesin ilişkisi gösterilmemiştir. Glüten enteropati ya da buğday alerjisi dışında diyetten çıkarılması gerekmektedir.

About Author /

İç Hastalıkları Uzmanı

Start typing and press Enter to search