Bebeğin Karakterine Göre Nasıl Davranmalısınız?
Bebeğinizin kendine özgü bir karakteri vardır. Bu karakteri keşfetmek, onun gelişim basamaklarında yaşanılan sorunları anlamanız ve çözüm üretmeniz için çok önemlidir.
Bir önceki sayımızda bebeğinizin karakterini nasıl öğrenebileceğiniz ve bunun için nelere dikkat etmeniz konusunda önerilerimi sizinle paylaşmıştım. Bu yazımda da ebeveynlik tekniklerinizi
belli karakter özelliklerine uyarlamak için
bazı ipuçları ve püf noktalarını bulacaksınız.
Tabi ki bunlar sadece örneklemeler. Her bebeğin kendine özel bir karakteri olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Çok hareketli bir bebeğiniz varsa:
Çok hareketli bebekler, keşif yapmayı, dolaşıp oynamayı ve biraz da tehlikeli alanları severler. Dolayısıyla onlar için tehlikeli olabilecek şeylerden arınmış alanlara ihtiyaç vardır. Bu bebekleri bir odanın içinde, beşiğinde veya oyun parkının
içinde tutmaya çalışmak büyük hata olacaktır. Bunun yerine, evin içinde güvenli bir şekilde, dolaşmasına izin vermeye çalışın. Eğer küçük bir apartman dairesinde yaşıyorsanız, koşup oynayabileceği daha geniş mekânlara sahip bebek jimnastik ve oyun salonlarını
araştırın. Ayağa kalkmayı öğrendiğinde, bir süre sadece onu yapmak isteyecektir. Bu dönemde, ayakta dururken bezini değiştirmek ve sehpa kenarında dururken yemek yedirmek daha kolay olabilir.
Çok meraklı bir bebeğiniz varsa:
Bebeğiniz yeni şeyleri araştırmaya bayılıyor ve her zaman her şeyin içine dalıyorsa, ona keşfedilecek güvenli bir ortam sunmaya çalışın. Burada
en önemli şey söz konusu ortamın güvenli olmasıdır. Eğer bebeğiniz için etrafta gerçekten tehlikeli hiçbir
şeyin yoksa, onu rahatça serbest bırakın. Böylece her dakika ona ‘Hayır!’ demekten kurtulmuş olursunuz. Bu arada “hayır” demenin yaptığı yaramazlığa tamamen odaklanmış bir bebeğe ne kadar etki ettiği de tartışılır.
Azimli ve kararlı bir bebeğiniz varsa:
Bu özellik bebeğiniz birinci yaşına yaklaştıkça bu daha da ön plana çıkacaktır. Azimli ve kararlı bir bebeğin
yapabileceklerine ve yapamayacaklarına sınırlar koymaya başlarsanız, sizin dediklerinizi
yapmaya yanaşmayacaktır.
Azimli çocuklar kolay pes etmez ve buna karşı direneceğinden emin olabilirsiniz. Bazı konularda taviz verip mücadeleden vazgeçebilirsiniz ama taviz veremeyeceğiniz güvenlik ve benzeri konularda, kuralları iyilikle ve tutarlı bir şekilde uygulamaya çalışın. Ve bu tavizleri sık vermeye de hazırlıklı olun. Bu durumda bebeğin dikkatini başka bir yere çekmek zaman alabilir ama sonunda onu oyalamanın bir yolunu mutlaka bulacaksınız.
Çok hararetli (tepki düzeyi yüksek) bir bebeğiniz varsa:
Hararetli bebeklerden şiddetli tepkiler beklemelisiniz. Onun yüksek tepkilerine aynı düzeyde tepkiler vermeyin. Bebeğinizin duygularının şiddetlendiğini gördüğünüzde, sakinliğinizi kaybetmeyin ve yatıştırıcı tavrınıza devam edin. Sakin olmak kolay değil ancak en azından öyle görünmeye çalışın. Işıkları loşlaştırın, onu sakinleştirecek
sesler çıkarın ve aşırı derecede uyarılmasını
önleyin. Bazen banyo yapmak işe yarayabilir.
Çok istikrarsız bir bebeğiniz varsa:
Her gün aynı saatte uyuyup, belli saatlerde acıkan yani saat gibi hareket eden bebeklerle birlikte yaşamak oldukça kolaydır. Ancak düzensiz ritmi olan bebeklerin
biraz daha esnekliğe ihtiyaçları vardır. Bu bebeklerin mizacıyla ilgili bilginizi yaratıcı becerilerinizle birleştirerek ancak durumun üstesinden gelebilirsiniz. Örneğin istikrarsız uyku uyuyan bebeğinizi, gözleri kapanmaya başlar başlamaz odasına götürerek yatırın. Ama bebeğiniz değişiklikten hoşlanmıyor ve yavaş uyum sağlıyorsa gece ve gündüz uyku düzenini bir süre izleyin. Bebeğiniz belki hemen uykuya dalmaz ama uykusu yeterince gelince teslim olup uyuyacaktır.
Bebeğinizde ne kadar istikrarsız olma eğiliminde olsa
bile, onu ailenin diğer bireylerine de uyan bir program içine sokabilirsiniz.
Örneğin beslenmeler arasındaki süreyi dakika dakika uzatıp daha düzenli bir beslenme düzeni oluşturabilirsiniz. Aynı şekilde gündüz uykularını da her gün daha istikrarlı bir süreye yavaş yavaş çekebilirsiniz.
Sessiz ve memnun bir bebeğiniz varsa:
Evin içindeki karmaşaya rağmen hemen her zaman halinden memnun görünen bir bebeğiniz varsa çok şanslısınız. Bu bebeklerle birlikte yaşamak o kadar
kolaydır ki çocuk arada kaynayıp büyür gider.
Yine de uyumlu bebeğinize düzenli olarak vakit ayırıp
onunla vakit geçirmeli ve tüm ihtiyaçlarının
karşılandığınızdan emin olmalısınız.
Morali kolay bozulan bir bebeğiniz varsa:
Bazı bebeklerin morali kolay bozulur. Bir oyuncakla oynamayı bir kez beceremedikleri zaman yada lego parçasını takamadıkları zaman hemen moralleri bozulurlar. Bu bebeklerin hayal kırıklığına tahammülleri azdır. Morali kolay bozulan bebeklerin en iyi zamanları sabah saatleridir. Bu nedenle, önemli aktiviteleri sabah saatlerinde yapın. Gün ilerledikçe, bu bebekler duygusal açıdan yorgun düşerler, hayal
kırıklıklarıyla baş edecek güçleri kalmaz.
Öğleden sonraları ve akşamları onu zorlayacak
aktivitelerden uzak durun.
Yavaş uyum sağlayan bir bebeğiniz varsa:
Bu bebekler ister yeni bir yiyecek olsun, ister günlük
programında veya alıştığı ortamda bir değişiklik olsun, hemen uyum sağlayamaz. Günlük düzeni ve alışkanlıkları bozulmadığı zaman rahat ederler. Bu durum bebeğinize yeni şeyler deneyemeyeceğiniz anlamına gelmez. Sadece, yeni şeylere alışması için ona biraz zaman tanımanız gerekir. Bir aktiviteden diğerine geçerken bebeğinize zaman tanıyın.
Örneğin, bebeğinizi oyun oynarken kucağınıza alıp hemen mama sandalyesine götürüp, beslemeye çalışmayın. Beslenme saati gelmeden önce bebeğinizi mutfağa getirip orada oyun oynamasını sağlayın. Elinizle mama sandalyesini işaret ederek yemek saatinin geldiğini hatırlatın. Sonra beslenmeye geçin.
Yavaş uyum sağlayan bir bebeğiniz varsa memeden daha geç kesmeniz uygun olur. Sonra da bardağa değil önce biberona geçmeniz süreci daha kolaylaştırır. Bu şekilde bebeğinizin kaygıları azalır ve uyum sağlaması daha kolay olur.
Dikkati dağınık bir bebeğiniz varsa:
Bebeğiniz 4-5 aylık olduğunda, artık gördüğü nesneye dikkatle bakabilir. Ancak bazı bebeklerin dikkati kolay dağılır. Onların dikkatini bir yerde tutmakta zorlanabilirsiniz.
Bu bebekler meme emmeye odaklanmakta zorlanabilir. Bu durumda onu beslerken ışıkları iyice
azaltıp loş bir ortam oluşturmanız onun dikkatini memeye ve emmeye yöneltmesine yardımcı olabilir.
Aslında bu bebekler kolay avutulabilir. Hoşnutsuz olduklarında sadece elinizde bir anahtar sallamak veya pencereden dışarı baktırmak bile onları sakinleştirebilir.
Çok duyarlı bir bebeğiniz varsa:
Bebeğiniz çok duyarlı ve içinde bulunduğu ortamı algılama düzeyi çok yüksekse, gereksiz stresi azaltmak için, onun rahat edebileceği bir ortam sağlayın.
Örneğin, bebeğiniz gürültüye karşı hassas ise,
kalabalık avm, restoran gibi yerlere gitmek yerine daha sakin yerleri tercih edin.
Giysilerindeki kaşıntı yapabilecek etiketleri sökün. Eğer ayakkabı giymek istemiyorsa, çok gerekli
değilse, bırakın giymesin. Böylece bebeğinizin
hassas olan duyularını aşırı uyarımdan uzak tutabilirsiniz.
Sonuç olarak ebeveyn-çocuk ilişkisinde hayal kırıklığı
yaratan en yaygın nedenlerden biri ana babanın yüksek beklentileridir. Çocuğunuza, kendinizin bir yansımasıymış gibi bakmak yerine onu,
kendine özgü bir bakış açısı olan, farklı
bir birey olarak görmeye çalışın. Çocuğunuzun huyunu değiştirmeye çalışmayın. Bunun yerine çocuğunuzun
doğasına uygun bir şekilde büyüyebileceği
en iyi ortamı yaratmaya odaklanmalısınız. Eğer siz bebeğinizin karakterini olumlu açıdan değerlendirmeyi öğrenirseniz, kendinizi çocuğunuza daha yakın hisseder, ebeveynlik rolünüz konusunda kendinize
daha fazla güvenirsiniz. Biraz deneme yanılmayla, en iyi ve doğru olan yöntemi bulacaksınız.