Alerjik Bir Çocuğun Doktor Annesi Olmak

Ben iki çocuğu olan iç hastalıkları uzmanı bir anneyim. İnsanlar sıklıkla bizim hastalıklarla baş etmek konusunda elinde her imkânı olan, yıkılmayan, devamlı güçlü kişiler olduğumuzu düşünür. Ancak gerçek bundan oldukça uzaktır. Ben on iki yıl önce oğlum doğduğunda çaresiz kalmanın ne demek olduğunu ilk kez bu kadar derinden hissettim.

Merhaba,

Bu yazıda sizlere kendi hikâyemi anlatacağım. Ben iki çocuğu olan iç hastalıkları uzmanı bir anneyim. İnsanlar sıklıkla bizim hastalıklarla baş etmek konusunda elinde her imkânı olan, yıkılmayan, devamlı güçlü kişiler olduğumuzu düşünür. Ancak gerçek bundan oldukça uzaktır. Ben on iki yıl önce oğlum doğduğunda çaresiz kalmanın ne demek olduğunu ilk kez bu kadar derinden hissettim.

Otuz dört yaşında, sağlıklı geçen bir gebelikten sonra oğlum sezeryan ile doğdu. Kronik bir hastalığım, zararlı alışkanlığım, ilaç kullanma hikâyem olmadığı ve ilk çocuğum sağlıklı olduğu için, ikinci kez anne olmanın verdiği özgüven ve rahatlıkla doğumdan sonra evimize geldik. Doğum sonrası muayenesinde problemsiz ve sağlıklı bir bebek olduğu görülmüştü. Düzgün beslenmeye ve iki saatte bir bebeğimi emzirmeye başladım. Bu arada sütüm artsın diye bolca yeşil yapraklı sebze,  buğday grubu ürünler, süt, yoğurt, peynir ve yumurta tüketiyordum. Herşey güzel giderken benim oğlum yirminci gün itibari ile çığlıklarla ağlamaya başladı. Susturmak mümkün değildi.Doymuyor diye daha sık emzirmeye başladım ancak emdikçe ağlama nöbetleri sıklaştı, hiç uyumaz oldu. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, ishal şeklinde dışkılama başladı. Günde 8- 10 kez yeşil renkte dışkılıyordu.Çiğ yumurta beyazı gibi yapışkan ve ara ara kırmızı renkli kan içeren ishaller ciddi pişikler oluşturuyordu.  Hekim olduğum için önce yangı kaptı diye düşündüm, hemen dışkı testi yaptırdım ancak sonuç yangı olmadığını gösterdi. Oğlumun doktoru inek sütü alerjisi olabileceğini söyledi ve hemen süt ve süt ürünlerini kesmemi önerdi. Yetişkin hastalarda bu tür gıda reaksiyonları görmediğimiz için, olayı kavramak için araştırmaya başladım. Diyete başlamama rağmen ishal kesilmediği gibi kilo almamaya ve cildinde mor- kırmızı renkli sıcak kabarık madeni para boyutunda döküntüler çıkmaya başladı. Kesin tanı için 40 günlük bebek olmasına rağmen kolonoskopi yaptırmak zorunda kaldık. Diyetimden süt ürünleri dışında yumurta, deniz ürünleri,  dana eti,  kuruyemiş, narenciye, susam ve muz gibi pek çok gıdayı da çıkardım. Kendimi çok kötü hissediyordum,  çocuğumu büyütemeyeceğim diye düşünüyordum. Neden benim çocuğumun başına geldi? Nerde yanlış yaptım? Sorularını kendime sormaya başladım.

Maalesef bebeklik dönemi gıda alerjilerinin nedeni tam olarak bilinmiyor. Yüzde yedi oranında bebekte görülüyor. Anne, baba,  kardeş gibi birinci derece akrabalarda olması, çocukta ortaya çıkış sıklığını artırıyor. Gebelik dönemindeki beslenme şekliyle ilişkili kanıtlanmış veri yok. Normal vajinal doğumun bebeğin bakteriyel florasını güçlendirip riski azalttığı düşünülüyor. Bebeklik çağında en sık görülen alerjen gıda inek sütü ve süt ürünleri, bunu yumurta, deniz ürünleri ve kuruyemiş izliyor.  Hastalığın adı inek sütü alerjisi olarak geçiyor ancak bu bebeklerde keçi sütü gibi diğer sütlerde alerjik kabul ediliyor.  Hastalığın oluşum sebebi bebeğin bağırsağının yeterince olgunlaşmamasından dolayı gıdaların yapısındaki proteinlerin toksin gibi davranıp bebeğin bağışıklığını tetiklemesi ve bir dizi mekanizmayı aktifleştirmesidir. Hastalığa tanı koymak için altıncı aydan önce yapılan kan testleri güvenilir ve karar verdirici değildir. Bebekler büyüdükçe bazılarında çok özel testler sonuç vermeye başlayabiliyor. Hastalık bebeklerde, ishal, kilo alamama, cilt bulguları, solunum sistemi bulguları gibi çok farklı bulgular gösterebiliyor. Hatta yüksek alerjene uzun süre maruz kalma zekâ düzeyinde düşüklük dahi yapabiliyor. Bunları öğrendiğimde çocuğumun büyüdüğünde zeka eksikliği olması ile ilgili oldukça endişelendim ve stres oldum. Katı diyet, kaygı ve çalışma hayatının başlaması ile iğne ipliğe döndüm. Benim katı diyete başlamadan ancak üç hafta sonra oğlumun ishali kesildi,  ağlamaları azaldı.

Ancak çalışmaya başlamam ile emmeyi bıraktı. Ve iki yıl sürecek olan süt sağma serüvenimiz başlamış oldu. Hastalığın ne zaman biteceğini belirleyen bebeğin bağırsak olgunluğuna ulaşması oluyor.  Altı ay, bir yaş, iki yaş hep milat olabiliyor. Tam olarak iyileşmeyen alerjiler bile okul çağı yada ergenlik döneminde oldukça azalıyor. İyileşmenin hızlı olması için alerjen gıdanın çocuktan uzak tutulması çok önemlidir. Bu konuda her zaman olduğu gibi en önemli görev anneye düşüyor, azıcıktan bişey olmaz fikrinden uzak durup anne sütü ile bebeği beslemek iyileşmeyi hızlandırıyor. Anne sütü yanında bu bebekler için hazırlanmış hipoalerjen, amino asit düzeyi özel mamalar mevcut. Çocuk doktorlarının önerisi ile bu bebeklerde beslenmede önemli yer alıyorlar. Alerjili çocuklarda ek gıdaya geçiş kesinlikle doktor gözetiminde kontrollü ve yavaş yapılmalı. Alerjen gıdalar farklı tepkiler geliştirebilmekte, bir kez alımıyla ciddi reaksiyonlar yapabildiği gibi ilk seferde reaksiyon vermeyip üst üste tüketilince klinik olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle yeni bir gıdanın problem yaratmadığından emin olmak için üst üste 4-5 gün denenip bir hafta beklenmesinde fayda vardır. Oğlumun alerjisi iki yaşına dek yoğun olarak devam etti. Ve ben iki yıl sıkı diyet yaptım. Anne olarak böyle bir duruma evladınız dışında hiç kimse için dayanabileceğinizi sanmıyorum. İki yaşından sonra keçi peyniri ve keçi yoğurdu denemelerimiz başarılı oldu. Ailecek hepimiz keçi ürünleri tüketmeye başladık. Beni endişelendiren diğer bir konu, büyüyüp istekleri başlayınca onu nasıl engelleyeceğimdi. Ancak gördüm ki,  bu çocuklar yaşadıkları rahatsızlıktan dolayı çok daha olgun ve temkinli oluyorlar.  Oğlum 7-8 yaşına dek benim pişirmediğim yiyecekleri yemeyi reddetti.

Gıda alerjileri son yılların en yaygın sağlık problemlerinden biridir. Bebeklik dönemindeki ciddi formdan yetişkinlik dönemindeki gıda intoleransına kadar farklı boyutlarda karşımıza çıkabilmektedir. Nedeni karmaşık ve çok faktöriyel;  gıdaların yapısındaki gidon ve benzeri değişiklikler,gıdalardaki katkı maddeleri, mikrobiyotamızdaki farklılaşma gibi sebepler olabiliyor. Beslenme konusunda seçici ve bilinçli olmayı öğrenmeliyiz. Büyük ihtimalle alerjik çocuklarımız hayatları boyunca yediklerine az yada çok dikkat etmek zorunda kalacaklar ancak bu büyük ihtimalle onlar için bir avantaj olacak.

Cicidoktorum diyor ki…

Tıbbi bir sorunu çocuğumuzda anne olarak bizzat yaşamak biz doktorların tıp kitaplarında bulamayacağımız bir deneyimdir.

İç Hastalıkları Uzmanı

Start typing and press Enter to search