Müsilaj Sorununa Genel Bakış

Şehirleşme ve sanayileşmenin hızla artmasına paralel olarak gözlenen kentsel nüfus artışı; su kullanımı ile evsel ve endüstriyel nitelikli atıksu ve katı atık oluşumuna bağlı olarak çevresel problemlerin artmasına neden olmaktadır. Oluşan atıksuların arıtıldıktan sonra halk sağlığını ve ekosistemi tehdit etmeyecek şekilde alıcı ortamlara deşarj edilmesi oldukça önemlidir. 

Marmara Denizi’ndeki Müsilaj

Son dönemde Marmara Denizi’nde gözlenen müsilaj, özellikle Marmara Denizi çevresinde yer alan şehirlerde görsel, ekolojik ve ekonomik anlamda olumsuz etkiler oluşturmuş ve kentsel yönetimlerin en önemli problemlerinden biri haline gelmiştir. Özellikle Marmara’nın doğusu İzmit Körfezi kısmında ve Anadolu Yakası kıyılarında daha yoğun olarak gözlenen halk arasında deniz salyası olarak bilinen müsilaj denizlerde görülen sümük benzeri organik maddeler topluluğu olup, stres koşulları altında plankton gibi çeşitli deniz canlıları tarafından üretilmektedir. 

Müsilaj Neden Marmara Denizi’nde Yoğun?

  1. Su hareketliliğinin kısıtlı olması,
  2. Marmara Denizi’ne deniz ekosisteminin taşıma kapasitesinin çok üstünde kentsel, sanayi ve tarım kaynaklı azot ve fosfor yükü girdisi,
  3. Planktonla beslenen balık popülasyonunun azalması, 
  4. Su sıcaklığının yüksek olması bu planktonların stres koşullarını yani müsilaj üretme koşullarını oluşturmaktadır. 

Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişmekte ve gözle görünür hale gelmektedir. Müsilajın yüzeyde görünen ve deniz dibine çökmüş kısmı bulunmaktadır. Müsilajın deniz tabanına yoğun bir şekilde çökmesi, bu bölgedeki deniz canlıları üzerinde kalın bir örtü oluşturmakta ve ekosistemin zarar görmesine neden olmaktadır.

Müsilaj Sorunu Nasıl Çözülebilir?

Müsilaj sorununun çözümü çok farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektiren, bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konu haline gelmiştir. Müsilajın ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileşimleri göz önünde bulundurularak bu sorun, ilgili farklı bilim disiplinlerinin katkısı ile tartışılmalı, kısa ve uzun vadeli çözüm önerileri belirlenmelidir. 

Biyoçeşitliliğin Zengin Olduğu Alanlarda Özel Koruma Yapılmalı

Marmara Denizi’ne yapılan atıksu deşarjlarında azot ve fosfor yüklerinin daha da kısıtlanması ve biyoçeşitliliğin çok zengin olduğu endemik türler barındıran alanların özel koruma alanları haline getirilmesi öncelikli ele alınması gereken tedbirler arasında sayılabilir.

Balık/Plankton Dengesi Korunmalı 

Plankton ile beslenen canlılar arasında balıklar yer aldığı için, balık popülasyonu ve deniz kabuklularının varlığı plankton bolluğunu dengelemek bir başka deyişle müsilaj sorununu engellemek açısından oldukça önemli bir hale gelmektedir. Biyoçeşitlilik besin zincirinin değişik kademeleri arasında dengenin korunması için, belirli bazı alanlarda deniz kabukluları yetiştirme ve üretim alanları planlanmalı ve Marmara Denizi’ndeki balık avcılığının dikkatli ve dengeli bir şekilde devam ettirilmesi gerekmektedir.

Atıksu Arıtma Tesisleri Arttırılmalı

Atmosferik şartlar ve diğer stres koşulları ortadan kalkınca kontrol altına alınması beklenen müsilaj probleminin tekrar ve daha sık yaşanmaması için ilerleyen sürecin atıksu arıtma kapasiteleri, proses değişimleri ve atıksu arıtma tesislerinin optimum işletimi açısından etkin bir şekilde planlanması gerekmektedir. Kirliliğin önlenmesinde özellikle yüksek kaliteli çıkış suyu elde etmek ve bu suyun geri kazanımını sağlamak oldukça önemli bir hale gelmiştir. Son yıllarda yaşanan bilimsel ilerlemelerle birlikte, dünyada atıksu arıtımı ve arıtma tesisi kavramları oldukça önemli gelişmeler göstermektedir. 

Atık Suları Geri Kazanmak Önemli

Bütün dünyada ağırlıklı eğilim arıtılmış atıksuların azami ölçüde kentsel yeşil alan sulamasında, endüstriyel proses suyu olarak kullanılmasıdır. Bazı yeni yerleşimlerde ikinci bir şebeke üzerinden tuvalet sifon suyu olarak kullanımları da söz konusudur. Su geri kazanımı uygulamaların Türkiye’de de daha yaygın hale getirilmesi Marmara Denizi’ne yapılacak atıksu deşarjlarının azaltılması ve içme suyu kaynak kullanımını azaltmak açısından da oldukça önemlidir.

Küresel Isınmanın Müsilaja Etkisi 

Müsilaj sorununun bir diğer nedeni olan deniz suyu sıcaklığının artması küresel ısınmaya bağlı oluşmakta olup, küresel ısınmanın önlenebilmesi için ülkeler ve bireylerin fosil yakıt kullanımını azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeleri gerekmektedir. Bütünleşik tedbirler alınıldığında su, karbon, atık ve enerji ayak izinin azalması ile mevcut durumda istenilmeyen sonuçların kontrolü başarılı ve etkin şekilde sağlanmış olacak ve tüm bu olumlu süreçlerin karşılığı çevreye yansıyacaktır. 

Mevcut sorun karşısında oluşan ciddi duyarlılığın korunması ve uygulanacak kısa ve uzun vadeli çözümler ile müsilaj probleminin çözümünün yanı sıra gelecek nesillere sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek açısından daha pek çok sorun beraberinde çözülmüş olacaktır. 

Cicidoktorum diyor ki

Çocuklarımıza çevre bilincini öğretmeliyiz.
Yoksa güzelim dünyamızı ancak torunlarımıza bir anı olarak anlatacağız.

Çevre Mühendisi

Start typing and press Enter to search