Editör
Ağustos ayında doğdum ben. Her ne kadar bir ağustos böceği gibi şarkı söylemeye ve konuşmaya doyamasam da aslında tam bir karıncayımdır. Çalışmadan duramam. Ama bu yıl kendime bir tatil hedefi koyup 6 yıldan sonra tatile çıktım. Tabi büyük tatil hayalleri vardı içimde. Aşılama arttı… Vaka sayıları 5000 altına düştü… Herkes gibi ben de rahatladım biraz.
Pandemide ilk defa uçak yolculuğu yapacaktık. Taktık N95 maskelerimizi. Sosyal mesafeye dikkat ederek check-in yaptırmaya çalışırken bozuldu tatil büyüsü. Önce kibarca uyarmaya çalıştım mesafe açısından önümde ve arkamda bekleyenleri. Sonra fark ettim ki maskeler çenede, burunlar açık. Ben uyarmaya devam ettikçe insanlar bana garip garip bakmaya başladılar. Uçak tıklım tıklım. Hatta yolcular çok sıkılmış olacak ki su içe içe uçak koridorunda maskesiz dolaşanlar bile var. Olaylar otelde de, sahilde de, gittiğimiz restoranlarda da aynen devam etti. Elbette tatil dönüşünde vakalar 5000 den 17000 e çıktı. Ay sonunda 22000 civarına ulaştı bile.
Bence bu AÇILMA değil. Tam bir ŞAÇILMA…
Ben her zamanki gibi çocuklarımızı düşünüyorum. Çocuklarımız 1,5 yıldır eğitimden yoksun, sosyalleşmeden, arkadaşlarından, oyundan yoksunlar. Çocuklar en çok etkilenen, ama en çok unutulan gruptalar maalesef….
Vaka sayıları nedeniyle eylülde okulları açamazsak ne olacak? Aşıyı reddeden, maske takmayan ve bana bir şey olmaz diye serbestçe dolaşanlara diyeceğim tek şey var. Ne olur bencilce verdiğiniz kararları çocuklarımızı düşünerek tekrar sorgulayın.
Bu ay çok değerli uzman arkadaşlarım ve ben pandemi nedeniyle devamlı bilgisayar başında ve online sosyalleşmeye çalışan çocuk ve gençlerimizin nasıl etkilendiğini anlatmaya çalıştık size…
Çocuksu günler…