Pandemide Obezite Arttı
Pandemi döneminde artan izolasyon ve çocukların online eğitim alması, eğlence aktivitesi olarak daha efor sarfettiren dışarı aktiviteleri yerine ev içinde teknoloji aletlerinin kullanılmasına ve ekran karşısında geçirilen sürenin uzamasına neden oldu.
Ekran başında geçirilen süre arttıkça obezite artıyor
Yapılan çalışmalarda obez çocukların ekran karşısında normal kilolu çocuklara göre çok daha uzun süre geçirdiği ve fiziksel aktivitelerenin daha az olduğu (nerdeyse olması gerekenin 1/3’ü kadar) gözlemlenmiş. Hafta sonu ekran karşısında geçirilen zaman ile obezite arasında da doğru orantı olduğu saptanmış, düşünün ki tüm bir sokağa çıkma yasağı dönemi hafta sonu gibi geçiyor, hatta dışarı çıkılamadığı için bu çalışmayı doğrular nitelikte normal hafta sonlarımızdan daha kısıtlamalı geçiyor.
Çocuklarda ekran karşısında iken doyma hissi kayboluyor
Ekran karşısındaki çocukların ve hatta bebeklerin doyma hissini daha az hissettikleri gösterilmiş. Aslında çocuklar dışarı çıkarak ve okulda vakit geçirerek daha düzenli öğünlerle beslenebiliyor. Ancak uzun süre ev içinde vakit geçirmesi bu öğünlerin düzensiz olmasına ve çoğu zaman atlanmasına neden oluyor.
Çocuklar ev içindeyken bilgisayar başında bile yemek yiyebiliyor ve yedikleri gıdalar ekran karşısında geçen süre arttıkça daha sağlıksız gıdalar oluyor. Bu süreçte çoğunlukla yüksek kalorili ve sağlıksız ürünlerin tanıtıldığı reklamlara da maruz kalmasının çocukların yemek seçiminde büyük etkisi var. TV’deki reklamların yanısıra internet sayfalarına iliştirilen gıda reklamlarında popüler çocuk karakterlerinin kullanılması, promosyon/kampanya reklamları, filmlerde daha çok kalorili (şekerli ve kızartılmış) gıdaların tüketilmesi çocukları bu ürünlere özendiriyor.
Yatak odasında TV olması obesiteyi arttırıyor
Yatak odasında TV bulundurmak da obeziteyi artırıyor. Çünkü ekran karşısında geçirilen zaman uzuyor, aile ile yemek masasında düzenli öğünler yenmiyor ve şekerli içecek tüketimi artıyor ve sebze tüketimi azalıyor.
Fast food tüketimine dikkat!
Çocukların bu dönemdeki can sıkkınlığı ve anne babanın çocuğu bu süreçte memnun etme çabası, ödül verme alışkanlıkları, çocuklarına istedikleri her şeyi yedirmelerine ve daha çok fast-food tarzı gıdalara yönlenmelerine neden oluyor. Fast food zahmetsizdir, adı üzere hazırlanması çok zaman almaz, ayak üstü kolay tüketilir, erişimi kolaydır (eve sipariş usulü ile bile olsa sağlıklı gıdalar sunan restoran/cafeler fast food sunanlara göre çok daha azdır ve fiyatı daha uygundur). Fast food’ların çoğu zaman protein ve lifi düşük, enerji, karbonidrat ve yağ oranı yüksektir. Sağlıklı beslenme daha zahmetlidir, hazırlanması ve yenmesi daha çok zaman alır,erişimi daha zordur, daha pahalıdır.
Uyku bozukluğu obeziteyi arttırıyor
Uyku bozuklukları çocuklarda obezite için bir risk faktörüdür. Ekran karşısında geçirilen sürenin uzaması uyku sorunlarına da neden olabilmektedir. Kısa uyku süreleri tokluk hormone olan leptin hormonunun salgılanmasını azaltarak doygunluğu azaltır.
Ayrıca evde bulunan/erişilebilen gıdalardan ebeveynler sorumludur. Ebeveynlerin beslenme alışkanlıkları çocukları etkiler. Buzdolabında kola bulunduran ebeveynlerin çocuklarında obesite olması şaşılacak bir durum değildir.
Peki ne yapmalıyız?
Çocuklara bilinçli bir şekilde teknoloji kullanmayı öğretmeliyiz ve kontrolü sağlamalıyız. Patolojik kullanım gösteren çocuklarımız için de profesyonel yardım almalıyız.
Yatak odalarında ve yemek yenilen yerlerde TV bulundurmamalıyız.
Çocuklarımızın ev içinde bulunduğu süreçte basit kardiyo hareketleri ile fiziksel aktivitelerini desteklemeli ve özendirmeliyiz. Bunun için çevrimiçi onlarca site var. İp atlama gibi basit ve eğlenceli fiziksel aktiviteler deneyin. Bu aktiviteler için bir zaman planlayın. Mümkünse siz de çocuğunuzla beraber bu fiziksel aktiviteleri yapın.
Ev içinde yapılacak basit beslenme değişiklikleri:
*Proteinli gıdalara ağırlık vermeliyiz. Çünkü proteinli gıdalar daha çabuk doygunluk yaratır. Protein alınımı %30 oranına çıkarılırsa, tok hissetme süresi %40 artıyor, ara öğün ihtiyacı %50 azalıyor.
*Taze sebze ve meyveler, posalı gıdalar, tahıllar uzun süreli doygunluk yaratır. Salataları yemekten önce vermek erken doygunluk yaratabilir.
*Portakal suyunu posasından arındırılmış şekilde içmekle posasıyla beraber içmek arasında çok fark var. Posa, kan şekeri yükselme pikini azaltıyor, o yüzden daha az açlık yaratıyor. O yüzden portakal yemek istemeyip, suyunu seven çocuklarda taze sıkılmış portakal suyunu hazırlarken posalarını atmayıp onunla beraber tüketmesini öneriyoruz.
*Aşırı yağlı yiyecekler iştah açar. Basit şekerlerden oluşan gıdalar reaktif hipoglisemi yaratarak tekrar açlık yaratır. Ne yazık ki ülkemizde market ürünlerinde şeker oranı birçok avrupa ülkesine göre daha fazladır. Ülkemizde bir gazoz markasının 100 ml’sinde 11,5 gr şeker bulunurken, aynı markanın İngiltere’deki gazozu 3,3 gr şeker ihtiva ediyor. 100 ml’de 5 gr’ı aşan şeker içeren meşrubatlara litre başına belli miktarda vergi uyguluyor.
*Ülkemizde marketlerin şekerli yiyecek ve içecek reyonundaki gıdaların içeriğinin büyük bir çoğunluğunda glukoz-fruktoz şurubu var. O yüzden spor yapmadıkları dönemlerde, aldığı bu ekstra kaloriyi atamayacak olan çocuklara bu tür içecekleri vermemeliyiz.
*Beyaz ekmek ve beyaz unla yapılan diğer hamur ürünleri obezitenin en güzel dostu. Hamur ürünlerini seviyorsa tam buğday unundan yapılması daha iyi olur. Tam buğday basit karbonhidrat değil kompleks karbonhidrat içerdiğinden kan şekerinde ve sonrasında insülinde ani yükselmeler yaratmaz ve bu şekilde uzun süreli tokluk yaratır.
Gördüğünüz gibi düzenli fiziksel aktivite ve doğru beslenme gibi basit yaşam tarzı değişiklikleriyle birçok hastalığa neden olabilecek obeziteyi engelleyebiliriz.
Hepinize bol hareketli, uygun kalorili günler!
Cici doktorum diyor ki…
Pandemide tüm anneler master chef oldu. Dolayısıyla pandemi kilolarından kurtulmak için mutfaklarda devrim yapma zamanı geldi..