Online Eğitimden Okula Geçiş
Küresel bir krize yol açan COVID-19 birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da büyük değişimlere neden olmuş, örgün öğretim süreçlerinin hızlı bir değişime uğramasına ve yüz yüze eğitim faaliyetlerinin hızlı şekilde durdurulmasına yol açmıştır.
Yüz yüze eğitimin durmasıyla birlikte beklenmedik şekilde hayatlarımıza giren uzaktan eğitim modeli, fiziki olarak okuldan uzak geçen zamanlar ve online eğitim sisteminin her eve yeterli şekilde ulaşamaması çocukların gerek sosyal beceri kazanma gerek öğrenme gerek çalışma alışkanlıkları, gerek disiplin konusunda ciddi gerilemeler yaşamasına neden oldu. Belki de sadece arkadaşları ile bir arada olmanın motivasyonu ile okula giden ve bu sayede yeni bir şeyler öğrenen çocuklar bilgisayar ekranından öğrenmeye mahkûm bırakıldılar.
Pandemide çocuklar bilgiyi pasif olarak ekrandan öğrenmeye çalıştılar.
Okuldan uzak kalan ve online eğitimle öğrenim hayatına adapte olmaya çalışan çocukların her ne kadar senkron eğitimler aracılığıyla canlı derslere katılsalar da bilgiyi uzaktan pasif bir şekilde aldıkları için ilgi ve dikkatlerini uzun süre aktif tutmakta sorun yaşadıklarını gördük. Öğretmenleri tarafından dersi dinleyip dinlemediklerinin kontrolü de tam olarak yapılamadığından eğitim dinamiğinden giderek uzaklaştıklarını, yüz yüze eğitimsiz geçen bir buçuk yıl sonunda net olarak anladık. Uzaktan eğitim modeli, çocuğun bilgisayar başında daha çok vakit geçirmesine neden olduğu için, online dersler dışında bilgisayar başında geçirilen boş vakitlerde, kısa ve dikkat çekici içerikli hızlı akışı olan videolara maruz kalmak çocuğu okumaktan uzaklaştırdığı için öğrenme becerileri de sekteye uğramıştır.
Pandemi öğrenmeyi farklı yaş gruplarını farklı etkiledi.
Pandeminin öğrenme üzerinde farklı yaş gruplarına göre etkilerine baktığımızda, yapılan araştırmalar, çocuk ne kadar küçükse, bilişsel gelişimini destekleyecek bir eğitime daha çok ihtiyacı olduğunu ortaya koymuştur.
2-6 yaş arasındaki çocuklar kendi kendine öğrenme kapasitesini henüz tam olarak geliştirmedikleri ve teknoloji okuryazarlığı becerilerinden de yoksun oldukları için bu yaş grubunda uzaktan eğitimin faydalı olmadığı gözlenmiştir.İngiltere’de yapılan araştırmalar, 3-5 yaş arası çocukların dil gelişimlerinin karantina / kapanma gibi sebeplerle olumsuz etkilendiğini ortaya koymuştur. Sebebi ise, izolasyon nedeniyle yaşıtları ile vakit geçirememe, büyükanne ve dede ile geçirilen zamanın azalması ve maske takılması olarak gösterilmiştir.
Okul çağı çocukları ve ergenler ise durumla başa çıkmak için nispeten daha donanımlı olduklarından dolayıuzaktan eğitim sürecine daha kolay uyum sağlayabilmiş ve öğrenme becerilerinde pandemi öncesine göre dramatik ölçüde bir gerileme olmadığı araştırmalarca kanıtlanmıştır.
Ancak eğitim eşitsizliklerinden dolayı zor şartlarda okuyan ve teknolojik kaynaklara erişimin zor olduğu yerlerde yaşayan çocuklarda durum oldukça farklıdır. Öğrenme güçlüklerinin en çok uzaktan eğitimin ulaşmadığı yerlerde yaşayan çocuklarda ortaya çıktığı gözlemlenmiştir.
Online eğitimde en çok ilkokul çocuklarında öğrenme bozukluğu görüldü.
Bu noktada öğrenme güçlüklerine bakmamız gerekirse, öğrenme bozukluklarının daha çok ilkokul döneminde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü okuma yazma, matematik ve problem çözme becerileri bu yıllarda edinildiği için sorun da bu yaşlarda ortaya çıkmaya başlamakta ve öğrenmede sorun yaşayan çocukların yaşıtlarına göre daha geç kavradıkları fark edilmektedir. Öğrenme güçlükleri tanılandıktan hemen sonra sadece okula gitmesi değil, bireyselleştirilmiş özel eğitim alması da çocuğun akranlarına yetişmesinde büyük rol oynamaktadır. Ancak pandemi ile eğitim imkanlarının sekteye uğramış olması çocuğun yoğun eğitim almasını da engellemiş olup, akademik olarak yetişmesini güçleştirmiştir.
Yüz yüze eğitim başladığında çocukların öğrenme becerileri eskiye göre düşük olabilir.
Pandemi nedeniyle tüm öğrenciler için oluşan öğrenme kaybının boyutları belki aylar ya da yıllar sonra anlaşılacak. Ancak gerçek şu ki, öğrenciler tekrar yüz yüze eğitim yolculuğuna başlayamazlarsa, okumayla ve öğrenmeyle ilgili tüm becerilerin gelişiminde gecikmeler yaşayabilirler ve bu becerilerin yeterince kullanılmaması ya da işletilmemesi zihinsel açıdan çocuğu yavaş yavaş körelterek öğrenmesini de yavaşlatabilir. Bu da çocukların sonraki yıllarda karşılarına çıkacak akademik içeriğe erişmelerini zorlaştırabilir. Tüm bu olumsuzlukların önüne geçebilmek adına, okullar normale döndüğünde normal derslerin yanında pandemi sürecinde akranlarına göre yetersiz eğitim almış çocuklar için telafi ya da destek dersleri sağlanmalıdır. Zira dezavantajlı öğrencilerin okul kapanışlarında avantajlı arkadaşlarına göre geride kalmış olmaları muhtemeldir.
Pandemide özellikle ergenlerin akran ilişkileri aksadı.
Okulların kapalı kalmasının ders çalışma ve eğitim imkanlarına tam olarak erişim sağlanamadığından dolayı öğrenme sorunları yaratmasının yanı sıra çocukların sosyal bağlarına da derin darbe vurduğu inkâr edilemez.Özellikle ergenlik döneminde akran ilişkileri hayati öneme sahiptir. Ergen akranlarıyla bir arada olmak istemekte, okul dışındaki faaliyetlerin çoğunda da onlarla iletişime geçmektedir. Ancak ne yazık ki pandemi sürecinde okula gidememek ve getirilen sınırlamalar nedeniyle arkadaşlarıyla bir arada olamamak ergenin gelişimine ters düşmektedir. Ergenlik dönemindeki gençler evde kalarak, arkadaş grubundan soyutlanmakta, kardeşleri ya da ailesiyle zaman geçirmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, ergenin kendini engellenmiş hissetmesine yol açabileceği için saldırgan davranışlar sergileyebilmekte, bunlar da öfke ya da depresyon, kaygı gibi duygu durumlarının yaşanmasına neden olmaktadır.
Online eğitimde çocukların öz düzenleme becerisi düştü.
Pandemi ile birlikte, değişen eğitim ve sınav sistemi ve belirsizliğin yönetilmesi kolay değildir. Öğrenciler için bu süreçte önemi en çok anlaşılan beceri öz düzenleme becerisidir. Öz düzenleme çocuğun düşünerek, bilinçli ve farkında olarak davranabilmesi için gerekli olan becerileri kapsar. Öğrencilerin öz düzenleme becerilerini geliştirerek kendi öğrenme süreçlerini yürütebilmeleri oldukça önemlidir. Okul ortamında öğretmen yönlendirmesi ve motivasyonel tekniklerle ders dinleme alışkanlığı kazanmış olan çocuk, online eğitimde kendisi ile başbaşa olup kendi kendini denetlemesi ve düzenlemesi gerekmektedir. Çünkü öğrenme, çocuğun kendisiyle olan ilişkisi, çabası, kendini kontrol edebilmesi ve eleştirel öz değerlendirmeyi uygulama kabiliyeti sonucu gerçekleşir. Dolayısıyla anne babaların okuldan uzak kaldığı bu dönemde çocuklarını online eğitimde ders dinlemeye ve ekran başında kalmaya teşvik etmelerinin yanı sıra, ödevlerini yapmaları için kontrol mekanizması olmak, dikkatini öğreneceği konuya odaklandırmak ve sürdürmeye teşvik etmek amacıyla motive etmek, çocuğun kendini harekete geçirmesini ve güdülenmesini sağlayacaktır.
Uzaktan eğitimde en büyük görev anne babalara düşüyor.
Sonuç olarak, okuldan fiziki olarak ayrı kalma durumunda eğer süreç iyi yönetilemezse çocuklarda öğrenme, çalışma ve disiplin sorunları ortaya çıkması kaçınılmazdır. Uzaktan eğitimde öğretmen, çocuklarla temas etmediği için müdahale edememekte ve bu nedenle anne babalara çok fazla görev düşmektedir. Çocuğun okula gitmediği zaman boyunca evde belli kurallar koyup, çocuk için güvenli sınırlar çizmesi, çalışmayı ve öğrenmeyi bir görev olarak değil, faydalı ve zevkli bir aktivite olarak yapmasını sağlamak, eğitimden uzaklaşmasını engelleyecek ve çocuk okula geri döndüğünde güçlük çekmeyecektir.
Cicidoktorum diyor ki
Eğitim çocukların gelişimi için
en güçlü vitamindir.