Çocuğun Müzikal Yolculuğu

Müziğin sihirli dünyasına hoş geldiniz sevgili ebeveynler.  Farkında olarak ya da olmayarak bu sihri siz de kullanıyorsunuz. Çünkü bebeğimizin buna ihtiyacı var. Bizden duyduğu o nameli seslerle yavaş yavaş tanıyor hayatı, çevresini, dilini, duyguları…

Çocuklar müziğe doğuştan duyarlıdırlar ve bu doğal yönelim evrenseldir. Her kültürde bebeklerin, çocukların müzikal tepkileri benzerlik gösterir.  Özellikle bebekler için müzik, sihirli bir güç gibidir. 

Müzik bebeğin duygu durumunu düzenler, stresini azaltır. Zekâ gelişimini, dil gelişimini destekler. Büyüme ve gelişim hızını artırır. Ebeveyn ile bebek iletişiminde önemli bir rolü vardır ve anne bebek arasındaki bağı güçlendirir. 

Nasıl mı? Gelin bu konuyu biraz daha açalım. 

Her kültürde bebeklerle konuşurken ses biraz inceltilir, melodik bir ses tonuyla, seste iniş çıkışlar yaparak, tekrar eden kelimeler kullanılarak bebeğin dikkati çekilir. Çünkü bebekler bu melodik seslere daha duyarlıdır ve uzun süre ilgi gösterebilirler. Beyin ilk uyaranlarını sesler aracılığıyla almaya başlamıştır bile. Bebeğin dil gelişimi de bu melodik kelime tekrarlarıyla başlamıştır. 

Bu sevgi dili, ebeveyn ile bebek arasındaki iletişimi güçlendirir. Anne ile bebek arasındaki bağı kuvvetlendirir. 

Bebeğimizin stresli olduğu ve uykuya geçmekte zorlandığı zamanlarda da müziğin sihrinden yararlanabiliriz. Güzel bir ninni eşliğinde rahatlayan, stresi azalan bebeğimiz rahatça uykuya geçebilir. Ya da tam tersi, çok sakin ve hareketsiz olduğu zamanlarda da bebeğimizi müzikle aktifleştirebiliriz. 

Bebekler müzikle anne karnında tanışır.

Bebekler anne karnındaki altıncı ayından itibaren dışarıdan gelen sesleri duyuyorlar. Ve doğduklarında hatırlıyorlar. Ben de bebeğimi büyütürken bu duruma şahitlik etmiş bir ebeveynim. Çocuk şarkıları albümümün ve ninni albümümün kayıtlarını hamilelik sürecimde tamamlamıştım. Kızım doğduğunda verdiği tepkilerinden şarkıları, ninnileri tanıdığını anladım. Anne karnında dinlediği müzikleri hatırlıyordu.

Uzmanlar “Bebeklere müzik dinletmek, nöronları harekete geçirerek beyinde yeni bağlantıların ve yolların oluşmasını destekliyor.” diyor.  O halde anne karnında müziği duymaya başlayan bebeğimize, anne karnında müzik dinletebiliriz. Ama dikkat etmemiz gereken önemli nokta, bebeği yüksek sese maruz bırakmamak ve müzik dinletmeyi abartarak onu müzikle yormamak. Yüksek ses bebekleri strese sokar, bu nedenle bebeklere dinleteceğimiz müziğin sesinin yüksek olmamasına dikkat etmeliyiz.

3-6 ay arasında müziğin geldiği kaynağa dönebilen bebeğimiz 8. aydan itibaren hareketli müziklere aktif tepkiler vermeye başlar. Bebeğimiz biraz büyüyüp hareketlenmeye başladığında, tamamen içten gelen bir refleks olarak, müzikte sallanma, yaylanma ve el çırpmaya başlayacak. İki yaş civarında da kendi şarkılarını uydurmaya, içindeki müziği mırıldanmaya başlayacak. 

 Çocuklar müzikal etkinliklere daima keyif ve coşkuyla katılırlar. Müzik aracılığıyla pek çok konuyu fark etmeden ve eğlenerek öğrenebilirler. Biz de çocuğun coşkuyla katıldığı müziğin etki alanından yararlanılarak çocuklarımıza pek çok kavram öğretilebilir, pek çok davranış kazandırılabiliriz. Meslek hayatım boyunca müziği sevmeyen bir çocuğa hiç rastlamadım. Hele ki etkinlikleri oyun, dans, hareket ve doğaçlamayla birleştirilmiş bir aktivite ise değmeyin keyiflerine…

Bebeğinizle, çocuğunuzla müzikal etkinlikler yapmak için müzik yeteneğine ve bilgisine sahip olmanız da şart değil. Bebeğinizi kucağınızda sallamanız, sırtını tıpışlamanız, kendi sesinizle onun için mırıldandığınız melodik sevgi cümleleri, müzikle dans etmeniz, bir şarkıya alkışla eşlik etmeniz yeterli olacak. Tekerlemeler, sayışmalar da size yardımcı olacak. Evde keşfedilecek pek çok ses var. Birlikte bu sesleri keşfe çıkabilirsiniz. 

Önemli bir konu da çocuğun yanında dinlediğimiz ve ona dinlettiğimiz müzik. Bu konuda seçici olmalıyız ki bebeğimizin ruhunu besleyelim. Estetik algısı, beğenisi gelişsin. Duyguları iyiye, güzele, pozitife doğru yeşersin. 

Bebeğimize, çocuğumuza ne dinletelim?

Bebekler için hazırlanmış klasik müzikler ve yine onların duygu dünyalarına uygun sözler ve seslerden oluşan müzikler tercih edilmeli. Estetik yönden güçlü, çalgı ve söz seçimine özenilmiş, belli bir zarafet içinde işlenmiş müzikler hem bize hem bebeğimize iyi gelecektir. 

     Ailelerin şu sorusuyla da sık sık karşılaşıyorum. “Çocuğumuz bir enstrüman çalsın istiyoruz. Ne tavsiye edersiniz?” 6 yaş öncesi bir çocuk eğer çok üstün bir yeteneğe sahip değilse en kolay tuşlu ve vurmalı çalgılardan ses elde edecektir. Bu nedenle özgüven kazanması ve başarı duygusunu tatması için ilk tercih tuşlu ve vurmalı çalgılardan yana olmalı. Önce düzenli bir dersten ziyade çocuğun çalgısıyla dilediği gibi, özgürce oynamasına izin verilmeli. Düzenli bir ders ihtiyacı zamanla kendiliğinden ortaya çıkacaktır. 

   Küçük yaşta müzik eğitimi alan çocuklar sosyal, bilişsel, duygusal yönden ve estetik açısından gelişirler. Üretkenlikleri artar.  Güvensizlik, çekingenlik, korku gibi olumsuz duygu ve davranışlar, müziğin etkisiyle olumlu duygu ve davranışlara dönüştürülebilir. İşitsel bir sanat olan müzik sayesinde duyduğunu dinlemeye, dinlediğini anlamaya geçişi çok daha kolaylaşır.

Bebeklikten çocukluğa bu denli geniş etki alanına sahip yegâne sanatlardan biri olan müziğe çocuklarımızın hayatlarında daha etkin ve daha bilinçli yer verilmesi temennisiyle…

Cici doktorum diyor ki…

Dünyanın en güzel melodisi annenin çocuğuna söylediği ninnide gizlidir.

Start typing and press Enter to search