Çocuğumun İngilizce Eğitiminde Ben De Varım!

Yabancı dil öğrenmek çağımızın en temel gereklilikleri arasında ve biz ebeveynler lisan öğreniminin birincil etkisiyiz. Çocuklarımız tam anlamıyla müthiş bir öğrenme makinesi ve çocukluk döneminin en önemli artılarından bir tanesi de onların dil öğrenme sürecinde sahip olduğu potansiyelleri.

Tüm araştırma sonuçları bizi ortak bir görüşte bir araya getiriyor; erken çocukluk dönemi yabancı dil öğreniminde en etkili dönem ve biz ebeveynler nitelikli eğitimin paydaşları olarak bu sürece uzmanların önerilerini takip ederek olumlu bir katkı sağlayabiliriz. Çocuğunuzun İngilizce öğrenme sürecine dair ana çerçeveye geçmeden önce hepimizin odak yapması gereken çok önemli bir bakış açısıyla hareket etmemiz gerekmekte: “Çocuklar yetişkinlerin küçükleri değildir, biricik kişilikleri vardır, çocukların kendi gelişimsel hızlarına saygı duyulmalıdır ve bütünsel ve dengeli gelişimleri adına fiziksel, sosyal, ruhsal ve bilişsel gelişim alanları eş değere sahiptir.” Bu bakış açısıyla çocuklarımız yabancı dil öğrenmenin pozitif yönetimi adına biz ebeveynler neler yapabiliriz birlikte bakalım.

Çocukların Dil Gelişimi Evrelerini Bilmeliyiz 

İnsan beyni, lisan öğrenmek üzere kurgulanmış biyolojik bir yetenekle doğar. Ve dil eğitimi zihinsel yeterliliğimizin belirleyicisidir. Diğer bir ifadeyle dilde yetkinleşme arttıkça, zihinsel süreçlerin kalitesinde artış olur.

Dil gelişiminin en önemli iki terimi alıcı dil becerisi yani karşıdan geleni anlamak ve üretken dil becerisi yani kendini ifade etmektir. Dil öğrenme kuramlarından sosyal öğrenme kuramı dil öğrenmenin sosyal çevrede yaşadıkça olduğunu, psikolinguistik kuram dünyaya dil öğrenme becerisine sahip bir şekilde geldiğimize vurgu yapar. Ve hepimiz doğduğumuz sosyal ortamda konuşulan dil ne olursa olsun evrensel olarak Agulama (ağlama, babıldama, heceleme), Tek Kelime, Telegrafik konuşma (iki kelimeli) ve ilk gramer (dil bilgisine uygun konuşma) evrelerinden oluşan bir süreç yaşarız. 

Yabancı dil öğrenimi erken çocuklukla ana dil becerisini yavaşlatmaz, karmaşaya neden olmaz

İki dil bilen ebeveynlerin iki dilde de konuşması çocukların herhangi bir dile pasifleştirmesine nasıl neden olmuyorsa (çocuklar için kod değiştirme ve kod karıştırmak doğal bir öğrenme sürecidir) ana dil ile birlikte yabancı bir dile maruz kalmak onların dil gelişimini sekmeye uğratmaz. Sonuçta, çocuklar muhteşem bir bilişsel kapasiteye sahiptir. 

Oyun, yabancı dil gelişiminde müfredat içeriğini belirler. 

Oyun, çocuklar için anlamlı bir bağlamdır ve biz yetişkinleri çocuğa bağlar. Oyun, en doğal, en güvenli ve en etkili iletişim aracıdır. Oyun kendi doğasında oluşturduğu iletişim ortamıyla dil kullanımının en zengin alıcı ve üretken dil becerisini bir araya getiren kaynaktır. Bu nedenle ana dil ve hedef oyun yabancı dili oyun oynarken kullandığınızda bilmeliyiz ki oyunun gücü sizi hiç önceden belirlemediğiniz kelimelerin kullanımına itecek, ağzınızdan çıkan her kelime bilişsel zenginliği, etkili ve keyifli bir ortamı ailenize sunacaktır. Emin olun oyun oynadıkça İngilizce mi bir şey söylediniz çocuğunuz söylediğiniz İngilizce kelimeyi anladı mı çocuğunuz size hangi dilde cevap verdi analizinden kurtulacak ve hepsini kurduğunuz çift dilli anları kendiliğinizden yakalayacaksınız. 

Dil becerisi konuşmaktan ibaret değildir. 

Dil yeteneği gelişimi dünyaya ve düşünceye dair görüşlerimizi besleyen, düşünce üretebilmemizi sağlayan ve yeni kavramları algılayarak onları isimlendirebilme becerimize nitelik kazandıran en önemli zihinsel gelişimimize yön veren araçlar arasındadır. 

Dil zenginliği olan ortamların yalnızca konuşmaktan ibaret olmadığını unutmamamız gerekir. Çocuklar duyduğunu anlayarak, okuduğunu anlayarak ve görüntüleme becerileriyle daha fazla anlam oluştururlar. Sözlü anlatım, karşılıklı konuşma ve sunma becerileriyle daha fazla anlam üretirler. Diğer bir ifadeyle okuduğunu anlamak, yazmak, duyduğunu anlamak, sözlü ifade, karşılıklı konuşma, görüntüleme ve görsel sunum dil becerileridir. Bu kapsamda çocuğunuzun dili öğrendiğini ya da o dilde ilerlediğini gösteren tek veri, ağızdan çıkan kelime değildir. Sizi dinlediğinde okuduğunuz bir kitabı dikkatle takip ettiğinde, söylediğiniz kelimenin materyalini gösterdiğinde, kendini görsellerle ifade ettiğinde gibi birçok eylem dil öğrenme sürecinin etkili bir şekilde ilerlediğinin bir göstergesidir. Ve tüm bu göstergeler oyun ortamında ivme kazanır. 

Ortamdaki dil zenginliği dil gelişiminin belirleyicisidir. 

“Öğrenme ve Gelişme” yaşamın hiçbir döneminde ilk yıllarda olduğu kadar hızlı değildir. Yapılan araştırmalar, beyin ve davranışlardaki bu hızlı gelişimin, çocuğun deneyimlerinden ve çevreyle etkileşimden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda da etkileşim ve iletişim anahtar kelimelerimizdir. 

Kelime dağarcığı dil gelişimin en güçlü kaynağı, bilişsel gelişiminin de tetikleyicisidir. Bu kapsamda zengin kelime kullanımı, kitap okuma, görsel-işitsel araçlardan yararlanma ve sürdürülebilir diyaloglar dil gelişim ortamını desteklemektedir. Yabancı dilde de çocuklarımızın doğal bir diyalog çerçevesinde çok fazla görsel unsurla ve kelime çeşitliliğiyle sohbet içeriğini zenginleştirmek çocuklarımızın hem ana dilini hem yabancı dilini hem de bilişsel gelişimini hızlandırmakta ve nitelik kazandırmamaktır.

Bu nedenle aileler olarak çift dilde yatırım yapmamız gereken iki temel yatırımımız olmalı; kitap okumak ve kelime kullanımını genişleten sohbetlerle etkileşim. Çocuklarımızın söylediğine ne kadar çok odaklanırsak, sohbetimiz o kadar nitelikli; onlara ne kadar zengin kütüphane kurarsak onların tüm alanlardaki gelişimi bütünsel olacaktır.

Ve yabancı dil gelişiminde de unutmamamız gereken ortak hatırlatıcımız şöyle: “Tüm yaş gruplarında çocuklarımızın biricik kişiliğini, özgünlüğünü, gelişimsel süreçlerini ve öğrenme keyfini önceliklendirmeli; aceleciliğimizi kalıcılık değerinden daha baskın hale getirmemeliyiz.”

Tüm okurlarımızın ve ailelerin yeni yılını kutluyor, pozitif etkileşimi bol bir yıl diliyorum.

CEO / Medıcana Eğitim Grubu Mba Okulları

Start typing and press Enter to search