Çocuklarda Fazla Bilgisayar Kullanımına Bağlı Gelişen Fiziksel ve Ruhsal Sorunlar
Çocuklar ve biz ebeveynler pandemi dolayısıyla daha fazla teknolojik aletler ve ekran başında fazla zaman geçirmeye başladık. Ancak bu durum birçok sağlık sorununu da beraberinde getirdi.
Fiziksel sağlık sorunları
*Kas ve iskelet sistemine ait sorunlar: Karpal tünel, boyun ve omurga hastalıkları, kaslarda kasılma, kamburluk, duruş bozuklukları, hareket azlığına bağlı kemik gelişimi etkilenmesi gibi durumlar sıklıkla görülmektedir.
*Yeme sorunları: Özellikle çocuklarda sık rastlanan bir sorundur. Obezite ve sağlıksız beslenme riski ekran önünde artar. İştahsız çocuklar ne yazık ki ekran karşısında beslenmeye çalışılmaktadır. Özellikle ergenlikteki çocuklarda sanal ortamda beden algısı bozulur ve yeme bozuklukları gelişerek yanlış diyetler yapılabilirler.
*Göz sorunları: Günümüzün önemli sağlık sorunlarındandır. Uzun süre ekrana bakarken göz kırpma sayısı azalarak gözde kuruluk ve buna bağlı kaşıntı, batma, yanma, göz yorgunluğu ve odaklanma sorunları meydana gelmektedir. Bu belirtiler ‘ekrana bakma sendromu’ olarak tanımlanmaktadır.
*Uyku sorunları: Çevirimiçi geçirilen süre, oyun ya da sohbet arttıkça daha fazla görülmektedir. Çocuğun sağlıklı gelişimi için gereken uyku ve dinlenmeye ayrılan süre azalır. Bunun yanında gece sürekli parlak ekran ışığına maruz kalmak beyinde melatonin hormonunu salgısını bozarak uyku süresini ve kalitesini etkilemektedir.
*Baş ağrısı: Özellikle stres tipi baş ağrısı ekran maruziyeti ile tetiklenir. Ayrıca uyku ve göz sorunları da baş ağrısını arttırmaktadır.
Psikolojik sağlık sorunları:
Bağımlılık: İnternetin çekiciliğine kapılan ve zamanının çoğunu bilgisayar ve benzeri teknolojik cihazlarla geçiren çocuklarda bir süre sonra internet bağımlılığı ya da başka bir deyişle teknolojik bağımlılık ortaya çıkmaktadır.
Teknolojik bağımlılık iki grupta incelenebilir. İlki pasif bağımlılık olan televizyon bağımlılığı, diğeri ise aktif bağımlılık olan bilgisayar bağımlılığıdır.
Bağımlı çocuğun ekran ya da bilgisayar karşısında harcadığı süre gittikçe artar. Çocukta içe kapanma, göz temasında azalma, yaşıt ilişkilerinden uzaklaşma, ebeveynlerle sorunlarda artma, tikler, kendi kendine konuşma, titreme sinirlilik hayal dünyasında yaşama baş gösterir. İleri geri sallanma, parmakları gereksiz yere oynatma ve dönme gibi yineleyen beden hareketleri başlar. Bağlantı engellendiğinde yoksunluk belirtileri olan titreme ve aşırı sinirlenme oluşur.
Kaygı bozukluğu ve depresyon: Bu çocuklarda kaygı bozuklukları, depresyon ve intihar eğilimi çok artmaktadır. Gerçek sosyal hayattan uzaklaşan çocuk sanal ortamda yaşadığına inanmaya başlar. Sanal ortamın kontrolsüz ve uygun olmayan bilgi paylaşımı çocuğu şiddet içeren davranışlara özendirir. Bilinçaltında bu duygular çocuk tarafından normalleştirilerek şiddeti kanıksama ve sorun çözmede kabul edilebilir bir yol olarak benimsemesine yol açar.
Sosyal bilişsel ve gelişim üzerine etkiler
Çocukların kafası algoritmlerle çalışır. Daha çok hafıza, kayıt ve paralel mantıkla hareket ederler. Bilgileri iyi işler ama duyguları işleyemezler. İnsan beyni de analog bir sistemdir. Yani sürekliliği vardır, kendini yenileyebilir. Aynı uyarıya farklı durumlara farklı cevaplar verebilme yeteneğine sahiptir.
Bilgisayar çalışması ise 0-1 modülüne göredir. Ya var ya yok fikrinin hakim olduğu, bilginin kodlanarak belleğe yerleştirildiği, seçenekler arasında birini bulup, bilgiler arasında bağlantıları kurmadan sonuca koşan bir sistemdir.
Özellikle küçük çocuklar soyut düşünme becerisi henüz gelişmediği için sanal dünyadaki ilişkiler ile gerçek ilişkiler arasındaki farkları ayrıştıramamaktadır. Bu durum onların fiziksel kimliklerini ortaya koymalarında sorun yaratır. Bu çocuklar özgüvenleri düşük, sosyal kaygı düzeyleri yüksek ve saldırgan olurlar.
Elektromanyetik etkiler
Dünyada elektromanyetik dalgalar normalde vardır. Ancak 20, yy dan itibaren insanlar tarafından oluşturulan elektromanyetik dalgalar ciddi çevre kirliliğine yol açtı. Bunun dışında iyonlaştırıcı olmayan ve elektromanyetik alan oluşturan cihazlar, radyo tv vericileri, radarlar, elektrikli ev eşyaları, mikrodalgalar, bilgisayarlar, mobil telefonlar, baz istasyonları, kablosuz modemler elektromanyetik kirleticidir. Birçok çalışmada iyonize olmayan elektromanyetik dalgaların da bazı biyolojik etkileri olduğu saptanmıştır. Her ne kadar bu konuda tam bir görüş birliği olmasa da maruziyet alanlarının çoğalması nedeniyle uzun dönemdeki olası riskleri göz önüne alınarak davranmak gerekmektedir.
Bilgisayar, ekran ve internete çok maruz kalan çocukların genel karakter özellikleri ve davranışları nasıldır?
Bilgisayar, ekran ve internete çok maruz kalan çocuklar hayatı digital olarak yani 0-1 mantığında algılar. Hedef söylemezseniz ne yapacaklarını anlayamayan ve belirsizlikle baş etmekte zorlanan, çözüm bulamayan, her şeyi kendi istedikleri gibi olmasını bekleyen çocuklara dönüşürler. Aşırı mantıklıdırlar. Ama duygularını ifade etmekte, duygularıyla davranışları arasında ilişki kurmakta zorlanırlar.
Bu çocuklar bazen okul gibi sınırları net çizilmiş ortamlarda pek sorun çıkarmazlar ama evde daha çok zorlanabilirler.
Bu çocukların genelde anlık dikkatleri iyidir. Yani bir yerdeki eksiği, değişikliği fark etme konusunda süperdirler. Detay konusunda hiç bir şeyi atlamazlar. Ama süreklilik ve çaba gerektiren konularda bir işin üzerinde kalmalarını sağlamak çok zordur.
Zaman algıları bozuktur. Zamanın akışına katılamazlar. Sanki hayatı bir film şeridi gibi değil de, tek tek fotoğraf karelerinde yaşıyor gibidirler.
Kendileri ile ilgili hayal dünyaları kısıtlıdır. Öte yandan fantastik bir hayal güçleri olabilir ama bu kendi duygulanımlarını içermez; daha çok gerçek üstü, tamamen realiteden kopuk olabilir.
Problem çözme konusunda da zorluk yaşayabilirler Çünkü problem çözebilmek için büyük resmi görebilmek, esnek düşünebilmek, hayal edebilmek ve kendi duyguları ile bağlantı kurabilmek gerekmektedir. Ekran ve digital dünya sayesinde her şeyin bir düğmeye basmakla gerçekleşeceği yanılgısına düşerler. Bu çocuklarda gelişen duygu her şeyin hemen ve şimdi olacağı şeklindedir. Ama gerçek hayatın ritmi bunun tam tersidir.
“Hiç söz dinlemiyor, acayip inatçı, onun istediği olmazsa kıyameti koparıyor, bir oyun kaybetse olay olur, bir şeye kendini kaptırdıysa bırakıp çok sevdiği başka bir şey bile olsa ona geçemez”. Hepinizin işte benim çocuğum dediğini duyar gibiyim.
Cicidoktorum diyor ki
Bilgiye çok kolay ulaştığımız bu teknoloji çağında hala wi-fi, 5g vb teknolojilerin biyosisteme zararlarını net olarak bilmiyoruz.