Yaz Bitti, Kışa Hazır mıyız?
Sonbaharın gelip havaların serinlemeye başlaması ile vücudumuzda bir dizi değişiklikler oluşur. Günlerin kısalmaya başlaması, gün ışığından daha az faydalanmamıza neden olur. Havanın soğuması ile metabolizmamız yavaşlamaya başlar. Böylelikle hareketimiz azalır, yağlı-şekerli gıdalara eğilimimiz artar. Böylelikle kışın rahatlıkla saklayabileceğimizi düşündüğümüz kilo artışı başlar. Pek çoğumuzun tatil dönemi bitip, kalabalık ve kapalı ortamlarda daha sıkı çalışacağımız bir dönem başlar. Bu değişimler beraberinde bir dizi sağlık problemini getirir. Sağlık problemleri ile baş etmek için bağışıklık sisteminin güçlü olması oldukça önemlidir.
Kışın güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız var.
Sonbahar ve sonrasında kışın yaklaştığı bu günlerde bir yandan covid-19 ‘a diğer yandan bakteriyel ve gribal enfeksiyonlara karşı güçlü olabilmek için etkili-güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız vardır. Vücudumuzun savunma sistemleri günümüz yaşam koşullarının getirdiği stres, değişen mevsimler, sağlıksız yaşam tarzı, hatalı beslenme gibi dış etkenlerle savaşmaktadır. Bu durumda bağışıklık sistemimizi nasıl güçlü tutarız? Sistemin etkin bir şekilde çalışması farklı değişkenlerden oluşan bir dengeye bağlıdır. Beslenme, egzersiz, psikolojik stres, uyku düzeninin bu dengedeki rolü yıllardır araştırma konusudur. Eczanelerin raflarında savunma sisteminin gücünü arttırdığını iddia eden yüzlerce ürün satılıyor. Ancak bu ürünlerin tek başına yeterli gelmeyeceği bilinen bir gerçektir.
Sağlıklı ve güçlü bir bağışıklık sistemi için ne yapmalıyız?
-Sigara ve alkolden uzak durun,
-Meyve ve sebzeden zengin ve dengeli beslenin,
-Düzenli egzersiz yapın,
-Sağlıklı bir kiloda olun ve kilonuzu koruyun,
-Yeterince uyuyun,
-Stresi en düşük seviyede tutmaya çalışın.
Kış aylarında vitamin ve mineral takviyesi kullanmalı mı?
Karbonhidrat ve şekerden fakir; çinko, selenyum, bakır, demir, D vitamini, C vitamini, vitamin B kompleksi, omega 3 gibi savunma sisteminin farklı aşamalarında aktif görev üstlenen mineral ve vitaminlerinin eksik olmadığından emin olmalıyız. Bu vitaminlerin bir kısmı vücutta depolanıp eksikliği kısa sürede gelişmezken, bir kısmının günlük olarak devamlı alınması gerekir. Günlük ihtiyaç kişinin cinsine, yaşına, ek hastalık durumuna göre değişkenlik gösterir. Eksiklik var ise giderilmesi ve sonrasında dengeli beslenme ile idamesinin sağlanması önemlidir. Kontrolsüz ve yüksek doz olarak sıklıkla vitamin, mineral supplementlerinin ve bitkisel takviyelerin kullanılması yeni problemlere yol açabilir.
Düzenli egzersiz yapmak bağışıklık sistemini güçlendirir.
Düzenli egzersiz yapılması antikor cevabı, hücreler arası yabancı hücrelerin tanınıp öldürülmesi, kan akımının artıp savunma hücreleri ve oksijenizasyonun daha sağlıklı olması açısından oldukça yararlıdır. Ancak ağır egzersiz bağışıklık açısından olumsuz etkilere sahiptir. Bu nedenle haftada iki yada üç kez hafif orta egzersiz önerilir.
Stres ve uykusuzluğun bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği kesinleşmiş bir konudur. Stres hormonları savunma hücresi sayı ve fonksiyonlarını olumsuz etkiler.
Yazın bitip sonbaharın geldiği bu günlerde yaşam şeklimizi gözden geçirip önlemler almamızın tam zamanıdır, yeni virüs-bakteri-mantar türlerinin ortaya çıktığı son zamanlarda bir doz multivitamin alıp sağlıklı, dirençli olacağımızı düşünmek gerçek dışıdır.
Aşılar bağışıklık sistemimizi güçlü tutar.
Aşılama bağışıklık sistemimizi gerçek mikroplarla karşılaşmadan onlarla tanıştırmanın yoludur. Yüzyıllardır insanları pek çok patojene karşı koruyup insan ırkının devamına hizmetetmiştir. Covid-19, influenza, pnömokok, menenjit, tetanoz, kızamık, boğmaca gibi mikroplara karşı aşılanma bizi hayatta ve sağlıklı tutar.
Cicidoktorum diyor ki
Covid -19 Pandemisinin
son kışı olması dileğiyle…