Çocukların Yetenek ve Kariyer Yolculuğu
Hepimiz çocuklarımızın gelecekte başarılı ve mutlu olmasını isteriz. Üniversiteyi kazansın, iyi bir mesleği olsun, ekonomik olarak güçlü olsun, toplumda saygın bir yeri olsun diye çabalayıp dururuz. Bunun için onlara pek çok destekler sunarız; okullara gönderir, özel dersler aldırır, kurslara yollarız.
Çocuklara gelecek hazırlama sorumluluğu hem ebeveynin hem de toplum adına devletin görevidir. Devlet, bunu eğitim aracılığıyla gerçekleştirir. Anaokulundan üniversitenin sonuna kadar organize bir sistem bütünlüğü içinde hizmet üreten eğitim sistemi ülkemizde yaklaşık olarak 18 milyon çocuğu geleceğe hazırlamaktadır. Şüphesiz ki bu zor bir iştir. Özellikle her bir çocuğa başarı hikayesi yazmak bir çok doğruyu bir araya getirmekle mümkündür.
Çocukları eğitim ve kariyer yolunda doğru yönlendirmek önemli
Uzun yıllardır eğitim sistemimizin kronikleşmiş sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlardan biri de, “yönlendirme sorunu”dur. Eğitim ve kariyer yolculuğu içindeki çocuklar bir çok aşamada yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar. Ders seçme, branş seçme, alan seçme, okul seçme, meslek seçme gibi çok sayıda verilecek kararlar gelecekteki başarının yol haritasını oluşturacaktır. Tam da bu noktada eğitim sistemimizin bir diğer kronik sorunu olan “sınav baskısı” en büyük tehditlerden biridir.
Çocukları sınav sonuçları ile yönlendirmek doğru mu?
Aslına bakılırsa çocuklarımızın geleceğine ilişkin kararları oluşturmada belki de elimizde daha iyi bir enstrüman olmadığı için başvurduğumuz ulusal sınavlar sürekli eleştirilmekte ancak yine de bir çözüm bulunamamaktadır. Bu yüzden, çocukların geleceğine ilişkin yönlendirmeler onların kapasitelerine göre değil, ulusal sınavlardaki sıralamalarına göre yapılmaktadır. Sonuç olarak sorunlar devam etmekte; çocuklar yetişkin olduklarında kendilerini kişisel gerçekleriyle örtüşmeyen yerlerde bulabilmektedirler. Bu hem bireyler için hem de ülke için büyük kayıplara yol açmaktadır.
Çocukları yönlendirirken dikkat edilmesi gereken 3 faktör var
Çocukların yönlendirilmesi işi ciddi bir iştir. Bunun hangi kriterlere göre ve nasıl yapılacağı mutlaka bilimsel kriterlere uygun olarak belirlenmeli ve eğitim sisteminin en iyi işleyen parçalarından biri haline getirilmelidir.
Bir çocuğun geleceğine ilişkin kararlarda belirleyici olan üç temel faktörden söz etmek mümkündür:
1. Çocuğun özellikleri
2. Mesleklerin özellikleri
3. Ülkenin gerçekleri
Yönlendirme süreçleri bu üç temel kriterin kesiştiği noktada yapılmalıdır. Eğitim sürecinde, her bir çocuğun çok iyi tanınması gerekir. Bu bireysel tanıma faaliyetleri belirli bir olgunluk seviyesine getirildiğinde, çocuklara meslekler hakkında bilgiler (mesleğin özellikleri, iş alanları, çalışanların hangi niteliklere sahip olması gerektiği, ekonomik koşulları vb.) verilmelidir.
Çocuğun baskın yetenek alanlarını belirlemek çok önemli
Meslek seçimi ve kariyer yolculuğunda en önemli kişisel özelliklerden biri de “yetenekler”dir. Her bir çocuğun “baskın yetenek alanları” hakkında mutlaka değerlendirmeler yapılmalı ve elde edilen bilgiler hem çocukla hem de aile ile paylaşılmalıdır. Bu bilgiler kayıt altında tutularak çocuğun hayatı ile ilgili verilecek kararlarda yol gösterici olması sağlanmalıdır.
Yetenek kavramının iki temel boyutundan söz edebiliriz:
1. Potansiyel yetenek
2. Aktif yetenek
Potansiyel yetenek “yapabilme gücü” olarak tanımlanabilir. Yetenekler bir anlamda bireylerin potansiyel güç ve yatkınlıklarını ifade eder. Araştırmalar, her bir insanın beyninin doğuştan belirli alanlara daha yatkın olduğunu göstermektedir. Birbiri ile tamamen benzer olan hiçbir beyin yoktur. Beynimizin yatkınlıkları bize o alanlarda çeşitli imkanlar sunar. Örneğin, bazı insanlar potansiyel müzik yeteneğine yatkın bir beyne sahip olurken, bazı insanlar potansiyel spor yeteneğine yatkın bir beyne sahiptir. Potansiyel yetenek alanlarımız desteklendiğinde aktif yeteneğe dönüşür.
Yetenek kavramının ikinci boyutu aktif yetenektir. Aktif yetenek kavramı yatkın olduğumuz alanların becerilere dönüşmesi olarak tanımlanabilir. Potansiyel yetenek “yapabilme” iken, aktif yetenek “yapma” olarak ifade edilebilir. Özellikle desteklenen potansiyel yetenek alanları becerilere dönüşür ve gözlemlenebilir, ölçülebilir eylemler olarak ortaya çıkar. Örneğin, potansiyel müzik yeteneğine sahip bir insan, müzik ile ilgili öğrenmeler, deneyimler biriktirerek detone olmadan bir şarkıyı söyleyebilir, müziğin ritmine uygun olarak dans edebilir, ince-kalın sesleri ayırt edebilir. Bu aşamadan sonra artık bu kişinin müzik alanında performans göstermesi beklenebilir.
Yetenek alanları nasıl modellenir?
Yetenekler konusunda en bilinen kuramsal modellerden biri Howard Gardner’a aittir. Gardner’ın “Çoklu Zeka Kuramı” insanda 8 temel zeka alanı olduğunu ileri sürer. Buradaki “zeka” kavramı “yetenek” olarak kabul edilebilir. Bu modele göre yetenek alanları şunlardır:
1. Sözel/dilsel yetenek
2. Mantıksal/matematiksel yetenek
3. Görsel/uzamsal yetenek
4. İşitsel/müzikal yetenek
5. Sosyal/kişilerarası yetenek
6. Kişisel/öze dönük yetenek
7. Bedensel/kinestetik yetenek
8. Doğa yeteneği
Her bir yetenek alanı ile ilgili temel özellikler şunlardır:
1. Sözel/Dilsel Yetenek: Ezber becerisi, zengin sözcük hazinesi, dili gramer ve imla kurallarına uygun kullanma, kendini etkili şekilde ifade edebilme, ikna etme, sözlü mizahı kullanma vb.
2. Mantıksal/Matematiksel Yetenek: Akıl yürütme, sayılarla işlemler yapma, olaylar arası anlamlı ilişkiler kurma, sembolleri kullanma, soyut düşünme, problem çözme, bilimsel düşünebilme vb.
3. Görsel/Uzamsal Yetenek: Güçlü hayal kurma, fikirleri görsellerle anlatma, gördüklerini hatırlama, zihinde canlandırma, harita, diyagram, tablo vb. okuma, resim çizme, film, slayt vb. görsel materyalleri izlemekten hoşlanma, görsel ürünler oluşturma vb.
4. İşitsel/Müzikal Yetenek: Sesleri tanıma, ezgi ve ritm kalıplarını tekrarlama, şarkıları öğrenme, enstrüman çalma, müzikal faaliyetlerden hoşlanma, melodiler üretme vb.
5. Sosyal/Kişilerarası Yetenek: İnsanlarla kolay iletişim kurma, insanların sözlü ve sözsüz mesajlarını doğru yorumlama, empati kurma, işbirliği, yardımlaşma, paylaşma becerilerine sahip olma, kişilerle yaşanan sorunları çözmeye çalışma, bir grubun üyesi olarak hareket etme, sosyal ortamlara pozitif enerji katma vb.
6. Kişisel/Öze Dönük Yetenek: Kendini tanıma, güçlü ve zayıf yanlarının farkında olma, kişisel hedefler belirleme, planlar yapma, derin konsantrasyon, kendi hakkında düşünme, bağımsız hareket etme, duygu ve düşüncelerini açıkça ortaya koyma, kendi kararlarını verme, hobilere sahip olma vb.
7. Bedensel/Kinestetik Yetenek: Karmaşık hareketleri yapabilme, hareketleri taklit etme, jest ve mimiklerini etkili şekilde kullanma, rol yapma, sportif becerileri öğrenme, el becerileri gerektiren faaliyetleri yapma vb.
8. Doğa Yeteneği: Doğaya ve doğada olup bitenlere ilgi duyma, doğada olup bitenler hakkında düşünme, derin bilgiye sahip olma, bitki büyütme, hayvan yetiştirme, doğa ile ilgili faaliyetlere katılma, çevre bilincine sahip olma, seyahat etme, açık hava faaliyetlerine katılma vb.
Ebeveynler çocuklarını yönlendirirken nelere dikkat etmeli?
• Çocuklarınızın güçlü ve geliştirmeye açık yanlarını tanımlayın. Özellikle baskın yetenek ve ilgi alanları ile ilgili gözlemler yapın ve bu gözlemleri kaydedin.
• Okulla, psikolojik danışmanla ve sınıf öğretmeni ile düzenli iletişim kurun ve çocuk hakkında geri bildirimler almaya özen gösterin.
• Çocuklarınızın tercihleri ve kararları ile ilgili baskı yapmayın. Zorlama yerine bilgi verme ve yol gösterme yolunu seçin.
• Çocuklarınızdan kendi geçmişinizdeki yarım bıraktıktığınız işleri tamamlamalarını istemek doğru değildir. Kendi yapamadıklarınızı çocuklarınızın yapmasını beklemeyin.
• Meslekler ile ilgili önyargılarınızdan kurtulun ve daha sağlıklı bilgiler edinmeye çalışın.
• Çocuğunuzun mesleki yönelim ve tercihleri ile ilgili gerektiğinde uzman desteği almaktan kaçınmayın.
Unutmayın ki çocukların yetenekten kariyere yolculuk hikayelerinde ebeveynlere çok önemli sorumluluklar düşmektedir.
Cici doktorum Diyor ki!
Çocuğunuza kariyer planlaması yaparken;
rotayı kendi hayallerinize değil çocuğunuzun hayallerine çevirin.