Boşanma Sonrası Ebeveynlerin Çocukla Kişisel İlişki Kurmasına Dair Hukuki Esaslar

Anne ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Türk Hukukunda kişisel ilişkiye ilişkin hususlar Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Çocuk ile kişisel ilişki kurulması, velayeti kendisinde bulunmayan taraf ile çocuk arasındaki görüşme gün ve saatlerinin belirlenmesi ve belirli bir kurala bağlanmasıdır. 

Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre çocuğun anne ve babası evli değilse velayet anneye aittir. Bu durumda, baba ile çocuk arasında soybağı kurulmuş ise ve bu hususta bir husumet yok ise, babanın çocuk ile arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır. 

Anne ve babanın evli olup boşanması halinde ise velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etme hakkı bulunmaktadır.

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Gerek velayet kararının verilmesinde gerek ise diğer taraf ile çocuğun kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde esaslı unsur çocuğun üstün yararı ilkesidir. Dolayısıyla, çocuk ile kişisel ilişki kurulması, anne ve babalar için hak olmanın yanında aynı zamanda bir yükümlülüktür. 

Anne ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya anne ve baba bu haklarını kanunda öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar, çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.

Velayet kendisine bırakılan anne veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilir. Bu husus kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilir.

Çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulan ebeveynin, kararda belirtilen günlerde çocuğu alması ve çocuk ile birlikte olması hem bir hak hem de bir yükümlülüktür. Çocuğun üstün yararı gereği her iki ebeveyni ile görüşmesi ve vakit geçirmesi oldukça önemlidir. Velayeti elinde bulunduran taraf, diğer tarafın çocuğu fiziksel ve/veya psikolojik olarak zor duruma sokabilecek bir hal, davranış, hastalık veya yaşam biçimi olduğunu düşünüyor ise kişisel ilişkinin sınırlandırılması ve/veya kaldırılması için başvuru yapabilir. Ancak önemli hallerin varlığı dışında velayeti elinde bulunduran tarafın yükümlülüğü, kararda belirtilen tarihlerde çocuğu diğer tarafa yani diğer ebeveyne teslim etmektir. Velayeti elinde bulunduran tarafın diğer taraf ile çocuğun kişisel ilişkisine zarar veren, kararı ihlal eden hal ve davranışlarının olması halinde bu husus velayetin değiştirilmesine de yol açabilecektir. Zira velayet hakkının kötüye kullanımına kanun koyucu ve yargı organları izin vermemekte, burada da çocuğun üstün yararı gözetilmektedir. 

Türk Medeni Kanunu’nun 183. Maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hâkim, kendiliğinden veya anne ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” Hükmü bulunmaktadır. Ancak bu madde, kesinlikle velayeti annesine veya babasına verilen bir çocuğun annesinin veya babasının yeniden evlenmesi halinde velayetinin diğer tarafa verileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Velayeti elinde bulunduran tarafın yeniden evlenmesi, velayetin diğer tarafa verilmesi için tek başına yeterli bir sebep değildir ve her olay kendi özelinde değerlendirilmelidir. Bununla birlikte yine velayeti elinde bulunduran tarafın çocuk ile birlikte şehir değiştirmesi de velayetin değiştirilmesi için tek başına yeterli bir sebep değildir. Çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin aynı kişide kalmasına ancak şehirlerarası bir ilişki söz konusu olacağından kişisel ilişki düzenlemesinin/ günlerinin değiştirilmesine de karar verilebilecektir.

Hukukumuzda, anne ve baba arasında bulunan husumet ve çocuğun kararda yazılı günlerde velayeti elinde bulunduran ebeveyn tarafından kişisel ilişki hak sahibi olan tarafa teslim edilmemesi halleri ile ilgili olarak yeni bir düzenleme yapılmış ve ÇOCUK TESLİMİ VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA İLİŞKİN İLAM VE TEDBİR KARARLARININ YERİNE GETİRİLMESİNE DAİR YÖNETMELİK 04.08.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu Yönetmeliğin amacı, Aile Mahkemeleri tarafından verilen çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilmesine dair görev, yetki ve sorumluluklar ile buna ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

İşbu Yönetmelik kapsamında çocuk teslimi ve kişisel ilişkiye dair temel esaslar şu şekilde açıklanmıştır;

1. Çocuk, anne ve babası ile anne ve babası da çocukla düzenli şekilde görüşme hakkına sahiptir.

2. Olağanüstü hâllerin bulunması durumunda çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde mahkeme tarafından anne ve babası dışında bulunan kişiler ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulabilir.

3. Kişisel ilişki, sadece çocuğun üstün yararının gerektirmesi hâlinde mahkeme tarafından kısıtlanabilir veya engellenebilir.

4. Hak sahibi ile kişisel ilişkinin doğrudan yürütülmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olması nedeniyle Mahkeme tarafından bu hususta karar verilmiş olması hâlinde üçüncü kişi veya uzman gözetimi altında çocukla kişisel ilişki kurulabilir.

5. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki öncelikle taraflar arasında gönüllülüğe dayalı olarak yerine getirilir.

6. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması sürecinde zorunlu hâller dışında iş ve işlemler taraflar yüz yüze getirilmeden gerçekleştirilir.

7. Bu Yönetmelik kapsamında yer alan hizmetlerin yerine getirilmesinde görev alanlar;

a) Eşitlik, insan onuruna saygı, dürüstlük, mahremiyet ilkelerine uygun davranır ve çocuğun üstün yararını dikkate alır.

b) Çocuğun sağlık ve esenliğini gözetir.

c) Çocuğun örselenmesini engelleyecek tedbirleri alır.

ç) Çocuk, yükümlü veya hak sahibine yönelik; cinsiyet, yaş, engellilik, ırk, toplumsal sınıf, dil, din, siyasi görüş veya diğer sebeplerle ayrımcılık yapamaz, onur kırıcı söylem ve davranışlarda bulunamaz.

d) Çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun davranır.

e) Yazılı veya sözlü iletişimde teknik tabirlerden ziyade yalın ve açık bir dil kullanır.

f) Meslek etiğine ve tarafsızlığa gölge düşürecek tutum ve davranışlarda bulunamaz.

g) İlam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi sırasında elde edilen kişisel veriler ve bilgilerin, düzenlenen tutanak ve raporların gizliliğini korur. Bu veriler ve bilgileri ilgili mevzuatın zorunlu kıldığı hâller dışında hiçbir kurum ve kişiyle paylaşamaz.

ğ) İş ve işlemlerin, kamu kurum ve kuruluşları ile müdürlük (Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğü) arasında etkin işbirliği ile yürütülmesini sağlar.

Çocuk teslimi ile ilgili en önemli değişiklik, İcra ve İflas Kanunu’ndaki “Çocuk teslimine dair olan ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya yedi gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa bulunsun ilâm hükmü zorla icra olunur. Çocuk teslim edildikten sonra diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa ayrıca hükme hacet kalmadan zorla elinden alınıp öbür tarafa teslim olunur.” Şeklinde düzenlenen 25. Madde ile;

“Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra müdürü, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24’üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.

Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.” Şeklinde düzenlenen 25/a maddesinin ve ayrıca ilamların icrasında uzman bulundurulmasına ilişkin 25/b maddesinin yürürlükten kaldırılmış olmasıdır.

Bu düzenleme uzun süredir beklenen ve olması gereken bir düzenlemedir. Çocuk teslimi icra dairelerinin görev alanından çıkarılmıştır. Yapılan mevzuat değişikliği ile artık çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemelerince verilen ilam veya tedbir kararları, çocuğun üstün yararı esas alınarak Bakanlıkça kurulan Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince yerine getirilmektedir.

Anne ve babanın çocukla kişisel ilişki zamanlarının ayarlanması hususunda anlaşma sağlayamamaları halinde ilgili günleri Aile Mahkemesi hâkimi belirler. Taraflar, çocuğun düzen ve dengesini bozmayacak şekilde kendi aralarında da bu hususta anlaşma yapabilir ve yaptıkları anlaşmayı hâkim onayına sunabilirler. Hâkim tarafından çocuğun yaşına, okul çağında olup olmamasına göre, hayatında gerekli düzen ve dengenin sağlanabilmesine olanak tanıyacak şekilde karar verilir veya taraflarca belirlenen günler tasdik edilir. 

Anne ve babaların boşanma halinde özellikle dikkat etmeleri gereken husus müşterek çocukların haklarının korunması ve yararlarının gözetilmesidir. Yine anne ve babalar tarafından en çok yapılan hata, müşterek çocuğun çekişmeye dâhil edilmesi ve çocuk üzerinden karşı tarafı cezalandırma çabasıdır. Velayeti elinde bulunduran tarafın diğer tarafa çocuğu göstermemesinin, kişisel ilişki kurulmasını önlemesinin en çok çocuğa zarar verdiği yadsınamaz bir gerçektir. Aynı şekilde kişisel ilişki hakkını elinde bulunduran tarafın da düzenli ve sağlıklı bir şekilde ilişkiyi kurması ve devam ettirmesinin önemi çok büyüktür. 

Çocuğun hem annesi hem de babası ile görüşmeye, her ikisinin de desteğine, sevgisine ve hayatında olmasına ihtiyacı vardır. Boşanma, hayatın olağan akışı içerisinde verilebilecek bir karardır ve evlenmek kadar doğaldır; önemli olan çocuklarımızın bu süreçleri yara almadan atlatmasını sağlamak ve onların elini hiçbir zaman bırakmamaktır.

Avukat

Start typing and press Enter to search