Hiperlipidemi

Kalp-damar hastalıkları (kardiyovasküler hastalıklar-KVH) , tüm dünyada ölüm nedenlerinin ilk sırasındadır. Avrupa ve Amerika’da yaşayan her iki kişiden biri kan lipit düzeyi bozukluğuna sahiptir. Türkiye’de de bu bozukluğun görülme sıklığı %80’dir. Kan lipit (kolesterol ve trigliserid) düzeyi yüksekliği, bu hastalık grubu için neredeyse bir ön koşuldur. 

Son yıllarda hareketsiz yaşam, hayvansal ürünlerin tüketimindeki artış, kan lipit düzeylerindeki bozulmayı daha sık ve şiddetli görür hale getirmiştir. 

Hiperlipidemi nedir?

Hiperlipidemi olarak adlandırdığımız kan yağlarındaki değişimler, dolaşımdaki farklı yağ fraksiyonlarının hedef aralıklardan sapma durumudur. Kalp-damar hastalıkları, ateroskleroz olarak adlandırdığımız atardamar duvarında oluşan daralma, tıkanma, kalınlaşma olaylarının sonucudur. 

Hiperlipidemi, düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) 130mg/dl nin üzerinde, yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol (HDL-K) 40 mg/dl nin altında veya trigliserid (TG) 200 mg/dl nin üzerinde olması hali olarak tanımlanır. 

Hiperlipidemi risk faktörleri nelerdir?

Kalp-damar hastalıkları için birçok risk tanımlansa da aşağıdaki faktörler riskin %80’ini oluşturmaktadır:

*Hiperlipidemi, 

*Sigara, 

*Hipertansiyon

*Obezite 

*Genetik.

Ailesel hiperkolesterolemi sıklığı nedir?

Hiperlipideminin sadece yaşam şeklinin bozukluğundan kaynaklandığını düşünmek doğru değildir. Dünyada en sık görülen otozomal dominant kalıtımla geçen hastalık ailesel hiperkolesterolemidir. Bu genetik geçişli bir hastalık formdur. Bu hastalarda yaşam biçiminden bağımsız olarak erken yaşlarda KVH görülmektedir. 

Hiperlipidemi, KVH ın ana risk faktörü olmaktan daha fazla anlam taşır. Ortamda risk oluşturacak lipid fraksiyonları (sıklıkla yüksek LDL düzeyleri) yoksa, ateroskleroz gelişmez. Günümüze dek yayınlanan kalp-damar hastalıklarından korunma kılavuzlarının tümü bireylerin risk hesaplanmasını önermektedir, risk ne kadar yüksek ise yapılması gerekenler de o ölçüde yoğun olacaktır. Bu nedenle bireyler için tedaviler ve alınacak önlemler farklılıklar gösterir.

Hiperlipidemi Taramasına Ne Zaman Başlayıp Hangi Sıklıkta Yapmalıyız?

Hiperlipidemi var olduğunda, hastada günlük fark edilebilir bir yakınmaya neden olmaz. KVH gelişimi sonrası hastanın şikâyetleri oluşur. Ancak bu durumda hastalık artık önlenebilir olmaktan çıkmıştır. Bu sebeple toplumun taranması KVH oluşumunu engelleyebilir. Damar bozulması süreci klinik bulguların ortaya çıkmasından çok uzun süre önce başlar.

Son yayınlanan hiperlipidemi kılavuzlarına göre:

  • 20 yaş üzerindeki yetişkinler için 5 yılda bir, 
  • Orta yaşlı yetişkinler için(45 yaş ve üzeri erkekler ile 55 yaş ve üzeri kadınlar) 1-2 yılda bir, 
  • 65 yaş ve üzeri yetişkinler için ise yıllık taramayı uygun görmektedir. 

Yetişkin yaş grubundaki genel tarama yaklaşımı dışında, çocukluk yaş grubu, diyabet hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, ailesinde erken yaşta KVH olanlar ve yaşlı hastalar gibi özellikli gruplar için farklı tarama sıklıkları mevcuttur. Hangi hastanın hangi sıklıkla taranması ve takip edilmesi gerektiğine hekimi kılavuzlar doğrultusunda karar verecektir.

Hiperlipidemi taramasında hangi tetkikler yapılmalıdır?

Yapılması önerilen testler içinde:

  • LDL-K, 
  • HDL-K 
  • TG (trigliserid) vardır. 

Eğer TG düzeyi 400 mg/dl üzerinde ise, bu hastalarda non-HDL-K ve Apo B ölçümü daha kesin bilgi vereceği belirtilmiştir.

Hiperlipidemide Kime, Ne Zaman, Nasıl Müdahale Edilmeli?

Hiperlipidemide tedavi gerekip gerekmediğine veya hangi durumda hangi tedavinin seçileceğine karar vermek için yıllar içinde birçok kılavuz yayınlanmıştır. Yayınlanan her kılavuz, kendi risk hesaplayıcılarını kullanarak oluşturdukları algoritmalarını önermektedir. Ancak küçük farklılıklar dışında tüm kılavuzlar ana ilkeler konusunda hemfikirdir. 

Tedavi hedefinin belirlenmesinde ilk kullanılan parametre LDL-K dür. Hastanın risk skoruna göre LDL-K düzeyi yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi açısından belirleyici olmaktadır. İlaç tedavisi, hastanın hekimi tarafından hastanın karaciğer, böbrek gibi diğer organ fonksiyonları, diyabet, hipertansiyon gibi ek hastalıkları da gözetilerek, taşıdığı KVH riski dikkate alınarak planlanmaktadır. İlaç tedavisinde farklı ilaç gruplarından faydalanılmaktadır.

Yaşam Tarzı & Beslenme Değişiklikleri Nelerdir?

Beslenmede yeterli lif, fitosterol ve çoklu doymamış yağ asitlerinin bolca bulundurulması, kolesterol düzeylerinden bağımsız olarak KVH riskini ve ölüm oranlarını azaltmaktadır. Günlük beslenmede gereken protein, yağ ve karbonhidrat oranlarının dengeli olmalıdır. Bir besin grubunun azaltılıp diğer grubun artırılmasının olumsuz etkileri kanıtlanmıştır. 

Örneğin günlük besin gereksiniminin %15-20 si proteinden oluşmalıdır. Son zamanlarda popüler olan düşük karbonhidratlı, yüksek proteinli diyetler hayvansal kaynaklı yağ ve protein alımını artırarak kalp- damar hastalıkları kaynaklı olan ve olmayan ölüm oranını artırmaktadır. Benzer şekilde karbonhidrat tüketiminin çok yoğun olduğu diyetlerde de dengeli beslenen gruplara göre hastalık ve ölüm oranları yüksektir. 

Tek bir beslenme modeli tüm toplumlar için uygun olmamaktadır. Ancak Akdeniz tipi beslenmenin KVH sıklığını azalttığı kanıtlanmıştır. Meyve, sebze, yüksek lifli tahıllar ve kuru baklagillerin diyetteki yerinin arttırılması, günlük alınan kalorinin azaltılması ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması, hayvansal kaynaklı gıdaların azaltılması beslenme planı için önerilmektedir. ET ve et ürünlerinin yoğun tüketimi damar bozulmasını hızlandırmaktadır. Doymuş hayvansal yağlardan ve glisemik indeksi yüksek gıdalar diyetten çıkarılmalıdır.

Fonksiyonel Gıdalar Nelerdir?

Besleyici etkilerinin yanı sıra bir ya da daha fazla etkili bileşene bağlı olarak sağlığı koruyucu, düzeltici, hastalık riskini azaltıcı etkilere sahip olan ve bu etkileri bilimsel olarak tanımlanmış gıdalara fonksiyonel gıda adı verilmektedir. Fitosteroller (bitkisel sıvı yağ) , monakolin ve mayalı kırmızı pirinç, diyet lifi (arpa ve yulaf kaynaklı), soya, polikozanol ve berberin kaynağı gıdalar fonksiyonel gıdaların bazılarıdır.

Sigara ve alkol tüketimi farklı mekanizmalarla damar yapısını bozmaktadır dolayısıyla hiperlipidemi ile birlikteliği KVH gelişimini ileri düzeyde kolaylaştırmaktadır. Sigara ve alkolün bırakılması önerilir.

Hiperlipidemide Egzersizin Önemi:

Hiperlipidemide, egzersiz oldukça önemlidir. Tempolu yürüyüş, dans etme, bisiklete binme gibi aerobik egzersizler özellikle önerilir. Aerobik egzersizlerin hastanın yaşı, kas gücü, ek hastalıkları göz önüne alınarak günde 20-30 dk olarak başlayıp haftada 4-6 gün yapılması KVH riskinde ciddi azalma yaratır.

Unutulmamalıdır ki, hiperlipidemi ömür boyunca mücadele edilecek bir problemdir, bu sebeple beslenme değişiklikleri ve egzersiz çabalarının sürdürülebilir olması önemlidir.

Çocuklarda 2 yaşından itibaren mutlaka kan kolesterol düzeyleri bakılmalıdır. 

İç Hastalıkları Uzmanı

Start typing and press Enter to search